
- Katılım
- 14 Mar 2024
- Mesajlar
- 2,216
- Tepkime puanı
- 115
- Puanları
- 63
- Konum
- Fizan
- İlişki Durumunuz
- Evli
- Burcunuz
- Balık
- Takım
- Fenerbahçe
- Konu Yazar
- #51
ölçüm süreci (Alm. Meßsystem, Fra. processus de mesure, İng. measurement process) Belirli bir ölçüm faaliyetiyle ilgili bilgi, aygıt ve işlemler bütünü.
ölçüm yordamı (Alm. Meßregel Meßanweisung, Fra. mode opératoire de mesure, İng. measurement procedure) Ayrıntılı bir şekilde ifade edilen ve belirli bir yönteme göre gerçekleştirilen ölçüm etkinlikleriyle ilgili kuramsal ve uygulamalı işlemler dizisi.
ölçüm yöntemi (Alm. Meßverfahren, Fra. méthode de mesure, İng. method of measurement) Genel hatlarıyla ifade edilen ve belirli bir ilkeye göre gerçekleştirilen ölçüm faaliyetleriyle ilgili kuramsal ve uygulamalı işlemler dizisi.
ölçümbilim (Alm. Metrologie, Fra. métrologie, İng. metrology) Ölçüm ile ilgili bilgi alanı.
ölçümlerin yinelenebilirliği (Alm. Wiederholbarkeit, Fra. répétabilité des mesurages, İng. repeatability of measurements) Aynı alet düzeni ile farklı zamanlarda yapılan ölçümlerde aynı büyüklüğe ait ardıl ölçüm sonuçları arasındaki uyuşma yakınlığı..
ölçümün doğruluğu (Alm. Meßgenauigkeit, Fra. exactitude de mesure, İng. accuracy of measurement) Ölçülen büyüklüğün uzlaşımsal gerçek değeri ile ölçüm sonucu arasındaki uyuşma yakınlığı.
ölçüt (Alm. Kriterium, Fra. critère, İng. criterion) Gerekli ve yeterli koşul.
ölü kuşak (Alm. Totzone, Fra. zone d'insensibilité, zone morte, İng. dead zone, dead band) 1) Çıkış değişkeninde anlamlı bir değişmeye yolaçmayan giriş değişkeni değerlerinin sonlu aralığı. 2) Ölçme aygıtının tepkisinde bir değişim yaratmadan uyarımın değiştirebildiği erim.
ölü oda (Alm. Totraum, Fra. chambre morte, İng. dead room) Ses soğurumu çok büyük olan kapalı yer.
ölü süre (Alm. Totzeit, Fra. temps mort, İng. dead time) 1) Bir sisteme beslenen girdideki bir değişmenin başladığı an ile çıktıdaki değişmenin başladığı an arasındaki zaman farkı. 2) Bir algılayıcının bir tek saymadan sonra, yeniden sayabilmesi için gerekli koşulların oluşumuna dek geçen süre.
ömür sınaması (Alm. Lebensdauerprüfung, Fra. essai de vieillissement, essai de durée de vie, İng. life test) Belirli koşullar altında bir bileşen ya da aygıtın olasıl ömrünü belirlemek üzere yürütülen sınama.
öncelik (Alm. Priorität, Fra. priorité, İng. priority) 1) Bir bilgisayarda verilen görevlerin işleme konma sırasını belirlemede işletim dizgesince göz önünde tutulmak üzere tanımlanan belirteç. 2) Dizgeyi oluşturan donanım birimlerinden gelen uyarıları tutarlı biçimde işleyebilmek üzere tanımlanan sıradüzen.
öncelik göstergesi (Alm. , Fra. indicateur de priorité, İng. priority indicator) İletilerin "çok ivedi, ivedi, rutin, beklemeli" gibi önceliklerini gösteren iletinin başlığındaki alan.
öncelikli işleme (Alm. Verarbeitung im Vordergrund, Fra. traitement prioritaire, İng. foreground processing) Belirli programların bilgisayar tarafından öncelikli olarak işlenmesi.
önceliksiz işlemler (Alm. Verarbeitung im Hintergrund, Fra. traitement des programmes nonprioritaires, İng. background processing) Yüksek öncelikli programlar bilgisayarın olanaklarını kullanmadığı zaman yürütülen programlar.
öncül (Alm. Prämisse, Fra. prémisse, İng. premise) Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden herbiri.
önel (Alm. Frist, İng. deadline) Bir görevin bitirilmesi gereken kesin tarih ya da süre.
önemli sayamak (Alm. signifikante Ziffer, Fra. chiffre significatif, İng. significant digit) Bir sayıda, belli bir doğruluğu ya da belli bir duyarlığı korumak için saklanması gereken basamak; anlamlı basamak.
önemli sayamak (Alm. , Fra. chiffre significant, İng. significant digit) Bir sayının doğruluk ya da kesinliğine katkıda bulunan sayamak (sayı basamağı)
önemli sayamak yitimi (Alm. Verlust der signifikante Ziffer, Fra. perte du chiffre significatif, İng. significance loss) Bilgisayarda bir sayının doğruluğunu ya da duyarlığını bozacak biçimde, anlamlı bir basamağının bir işlem sırasında yitirilmesi; anlamlı basamak yitirilmesi.
öneri çağrısı (Alm. , Fra. , İng. request for proposal, RFP) İlgili satıcılara, ürünlerini fiyatlandırma ve konuşlandırma olanağı tanımak üzere bir örgütün isteklerini ifade eden belge.
önerme (Alm. Behauptung, Fra. proposition, İng. proposition) 1) Kanıtları ile bir sav ya da çözümü ile birlikte bir sorun, 2) Ya doğru ya da yanlış olan bir sav öne süren bildirim.
öngörme-düzeltme yöntemi (Alm. Prädiktorkorrekturmethode, Fra. méthode de prédicteur-correcteur, İng. predictor-corrector method) Türevsel denklemlerin sayısal çözümlerinde kullanılan, bir sonraki noktadaki işlev değerinin kestirilmesi ve bir düzeltme teriminin eklenmesi aşamalarından oluşan bir yöntem.
öngörü (Alm. Voraussage, Vorhersage, Fra. prédiction, İng. prediction, forecasting) Bir sinyal ya da sürecin geçmişteki gözlemlerine dayanarak gelecekteki değerlerini kestirmek.
öngörücü ayrışım (Alm. , Fra. décomposition prédictive, İng. predictive decomposition) Ayrışımın gerekirci (deterministic) ve gerekirci olmayan öğelere göre yapılması.
öngörücü kodlama (Alm. , Fra. codage prédictif, İng. predictive model) Bir sinyal ya da imge için verideki örnekleri kullanarak ilerideki örnekleri kestirmeye dayalı kodlama yöntemi.
önişlemci (Alm. Vorprozessor, Fra. préprocesseur, İng. preprocessor) Öncül işlem ya da düzenlemeleri yapan bilgisayar programı.
önkonumlanmış (Alm. voreingestellt, Fra. préreglé, İng. preset; preset counter) Bir sayısal dizgede belirli sayaçların, anahtar konumlarının önceden belirli değerlere ayarlanmış olması, örn. önkonumlanmış sayaç, önyüklenmiş.
önplan (Alm. Vordergrund, Fra. principal, premier plan, İng. foreground; e.g., foreground job) Çokluprogramlamada, yüksek öncelikli programların yürütüldüğü ortam. örn. önplan işi.
önsel dağılım (Alm. , Fra. fonction de distribution à priori, İng. a priori distribution) Bir parametre / durum kestirim probleminde parametrelerin / durumların herhangi bir ölçüm ya da gözlem yapılmadan önce atanmış olasılık yoğunluk işlevi.
önsel olasılık (Alm. a priori Wahrscheinlichkeit, Fra. probabilité à priori, İng. prior probability) Denemeler yapılmadan önceki olasılık.
öntakı (Alm. Präfix, Fra. préfix, İng. prefix; e.g., prefix notation, country prefix) Bir damganın önüne gelen ek, örn. öntakı simgelemi, telefonda ülke öntakısı.
öntakı simgelemi (Alm. Präfixschreibweise, Fra. notation prefixée, notation polonaise, İng. prefix notation, Polish notation) Her işlecin işlenenlerin önünde yer aldığı ve yürütülecek işlemi gösterdiği matematiksel deyimler kurma yöntemi.
önvurgulama (Alm. Vorbetonung, Preemphasis, Fra. préaccentuation, İng. pre-emphasis) Bir sinyaldeki bazı sıklıkların genliklerini ötekilere göre büyütmek ya da küçültmeyi amaçlayan işlem.
önyükleme (Alm. Laden, Fra. charger, İng. boot) Kendi eylemiyle kendisini belirli bir duruma getiren teknik ya da aygıt.
önyükleme sektörü (Alm. , Fra. secteur d'amorçage, İng. boot sector) Kişisel bilgisayar başlatıldığında disk ya da disketten ilk okunan ve bilgisayar işletim sistemini bulup yüklemesini söyleyen kesim.
önyükleme virüsü (Alm. , Fra. contaminant de secteur d'amorçage, İng. boot-sector infector) Önyükleme sürecinde okunan işletim sistemini değiştiren bilgisayar virüsü.
önyükleme yordamı (Alm. Routine für Ladeprogramm, Fra. routine pour programme de chargement, İng. bootstrap routine) Önyükleme programının yüklenmesini sağlayan kısa bilgisayar programı.
ölçüm yordamı (Alm. Meßregel Meßanweisung, Fra. mode opératoire de mesure, İng. measurement procedure) Ayrıntılı bir şekilde ifade edilen ve belirli bir yönteme göre gerçekleştirilen ölçüm etkinlikleriyle ilgili kuramsal ve uygulamalı işlemler dizisi.
ölçüm yöntemi (Alm. Meßverfahren, Fra. méthode de mesure, İng. method of measurement) Genel hatlarıyla ifade edilen ve belirli bir ilkeye göre gerçekleştirilen ölçüm faaliyetleriyle ilgili kuramsal ve uygulamalı işlemler dizisi.
ölçümbilim (Alm. Metrologie, Fra. métrologie, İng. metrology) Ölçüm ile ilgili bilgi alanı.
ölçümlerin yinelenebilirliği (Alm. Wiederholbarkeit, Fra. répétabilité des mesurages, İng. repeatability of measurements) Aynı alet düzeni ile farklı zamanlarda yapılan ölçümlerde aynı büyüklüğe ait ardıl ölçüm sonuçları arasındaki uyuşma yakınlığı..
ölçümün doğruluğu (Alm. Meßgenauigkeit, Fra. exactitude de mesure, İng. accuracy of measurement) Ölçülen büyüklüğün uzlaşımsal gerçek değeri ile ölçüm sonucu arasındaki uyuşma yakınlığı.
ölçüt (Alm. Kriterium, Fra. critère, İng. criterion) Gerekli ve yeterli koşul.
ölü kuşak (Alm. Totzone, Fra. zone d'insensibilité, zone morte, İng. dead zone, dead band) 1) Çıkış değişkeninde anlamlı bir değişmeye yolaçmayan giriş değişkeni değerlerinin sonlu aralığı. 2) Ölçme aygıtının tepkisinde bir değişim yaratmadan uyarımın değiştirebildiği erim.
ölü oda (Alm. Totraum, Fra. chambre morte, İng. dead room) Ses soğurumu çok büyük olan kapalı yer.
ölü süre (Alm. Totzeit, Fra. temps mort, İng. dead time) 1) Bir sisteme beslenen girdideki bir değişmenin başladığı an ile çıktıdaki değişmenin başladığı an arasındaki zaman farkı. 2) Bir algılayıcının bir tek saymadan sonra, yeniden sayabilmesi için gerekli koşulların oluşumuna dek geçen süre.
ömür sınaması (Alm. Lebensdauerprüfung, Fra. essai de vieillissement, essai de durée de vie, İng. life test) Belirli koşullar altında bir bileşen ya da aygıtın olasıl ömrünü belirlemek üzere yürütülen sınama.
öncelik (Alm. Priorität, Fra. priorité, İng. priority) 1) Bir bilgisayarda verilen görevlerin işleme konma sırasını belirlemede işletim dizgesince göz önünde tutulmak üzere tanımlanan belirteç. 2) Dizgeyi oluşturan donanım birimlerinden gelen uyarıları tutarlı biçimde işleyebilmek üzere tanımlanan sıradüzen.
öncelik göstergesi (Alm. , Fra. indicateur de priorité, İng. priority indicator) İletilerin "çok ivedi, ivedi, rutin, beklemeli" gibi önceliklerini gösteren iletinin başlığındaki alan.
öncelikli işleme (Alm. Verarbeitung im Vordergrund, Fra. traitement prioritaire, İng. foreground processing) Belirli programların bilgisayar tarafından öncelikli olarak işlenmesi.
önceliksiz işlemler (Alm. Verarbeitung im Hintergrund, Fra. traitement des programmes nonprioritaires, İng. background processing) Yüksek öncelikli programlar bilgisayarın olanaklarını kullanmadığı zaman yürütülen programlar.
öncül (Alm. Prämisse, Fra. prémisse, İng. premise) Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden herbiri.
önel (Alm. Frist, İng. deadline) Bir görevin bitirilmesi gereken kesin tarih ya da süre.
önemli sayamak (Alm. signifikante Ziffer, Fra. chiffre significatif, İng. significant digit) Bir sayıda, belli bir doğruluğu ya da belli bir duyarlığı korumak için saklanması gereken basamak; anlamlı basamak.
önemli sayamak (Alm. , Fra. chiffre significant, İng. significant digit) Bir sayının doğruluk ya da kesinliğine katkıda bulunan sayamak (sayı basamağı)
önemli sayamak yitimi (Alm. Verlust der signifikante Ziffer, Fra. perte du chiffre significatif, İng. significance loss) Bilgisayarda bir sayının doğruluğunu ya da duyarlığını bozacak biçimde, anlamlı bir basamağının bir işlem sırasında yitirilmesi; anlamlı basamak yitirilmesi.
öneri çağrısı (Alm. , Fra. , İng. request for proposal, RFP) İlgili satıcılara, ürünlerini fiyatlandırma ve konuşlandırma olanağı tanımak üzere bir örgütün isteklerini ifade eden belge.
önerme (Alm. Behauptung, Fra. proposition, İng. proposition) 1) Kanıtları ile bir sav ya da çözümü ile birlikte bir sorun, 2) Ya doğru ya da yanlış olan bir sav öne süren bildirim.
öngörme-düzeltme yöntemi (Alm. Prädiktorkorrekturmethode, Fra. méthode de prédicteur-correcteur, İng. predictor-corrector method) Türevsel denklemlerin sayısal çözümlerinde kullanılan, bir sonraki noktadaki işlev değerinin kestirilmesi ve bir düzeltme teriminin eklenmesi aşamalarından oluşan bir yöntem.
öngörü (Alm. Voraussage, Vorhersage, Fra. prédiction, İng. prediction, forecasting) Bir sinyal ya da sürecin geçmişteki gözlemlerine dayanarak gelecekteki değerlerini kestirmek.
öngörücü ayrışım (Alm. , Fra. décomposition prédictive, İng. predictive decomposition) Ayrışımın gerekirci (deterministic) ve gerekirci olmayan öğelere göre yapılması.
öngörücü kodlama (Alm. , Fra. codage prédictif, İng. predictive model) Bir sinyal ya da imge için verideki örnekleri kullanarak ilerideki örnekleri kestirmeye dayalı kodlama yöntemi.
önişlemci (Alm. Vorprozessor, Fra. préprocesseur, İng. preprocessor) Öncül işlem ya da düzenlemeleri yapan bilgisayar programı.
önkonumlanmış (Alm. voreingestellt, Fra. préreglé, İng. preset; preset counter) Bir sayısal dizgede belirli sayaçların, anahtar konumlarının önceden belirli değerlere ayarlanmış olması, örn. önkonumlanmış sayaç, önyüklenmiş.
önplan (Alm. Vordergrund, Fra. principal, premier plan, İng. foreground; e.g., foreground job) Çokluprogramlamada, yüksek öncelikli programların yürütüldüğü ortam. örn. önplan işi.
önsel dağılım (Alm. , Fra. fonction de distribution à priori, İng. a priori distribution) Bir parametre / durum kestirim probleminde parametrelerin / durumların herhangi bir ölçüm ya da gözlem yapılmadan önce atanmış olasılık yoğunluk işlevi.
önsel olasılık (Alm. a priori Wahrscheinlichkeit, Fra. probabilité à priori, İng. prior probability) Denemeler yapılmadan önceki olasılık.
öntakı (Alm. Präfix, Fra. préfix, İng. prefix; e.g., prefix notation, country prefix) Bir damganın önüne gelen ek, örn. öntakı simgelemi, telefonda ülke öntakısı.
öntakı simgelemi (Alm. Präfixschreibweise, Fra. notation prefixée, notation polonaise, İng. prefix notation, Polish notation) Her işlecin işlenenlerin önünde yer aldığı ve yürütülecek işlemi gösterdiği matematiksel deyimler kurma yöntemi.
önvurgulama (Alm. Vorbetonung, Preemphasis, Fra. préaccentuation, İng. pre-emphasis) Bir sinyaldeki bazı sıklıkların genliklerini ötekilere göre büyütmek ya da küçültmeyi amaçlayan işlem.
önyükleme (Alm. Laden, Fra. charger, İng. boot) Kendi eylemiyle kendisini belirli bir duruma getiren teknik ya da aygıt.
önyükleme sektörü (Alm. , Fra. secteur d'amorçage, İng. boot sector) Kişisel bilgisayar başlatıldığında disk ya da disketten ilk okunan ve bilgisayar işletim sistemini bulup yüklemesini söyleyen kesim.
önyükleme virüsü (Alm. , Fra. contaminant de secteur d'amorçage, İng. boot-sector infector) Önyükleme sürecinde okunan işletim sistemini değiştiren bilgisayar virüsü.
önyükleme yordamı (Alm. Routine für Ladeprogramm, Fra. routine pour programme de chargement, İng. bootstrap routine) Önyükleme programının yüklenmesini sağlayan kısa bilgisayar programı.