
- Katılım
- 14 Mar 2024
- Mesajlar
- 2,216
- Tepkime puanı
- 115
- Puanları
- 63
- Konum
- Fizan
- İlişki Durumunuz
- Evli
- Burcunuz
- Balık
- Takım
- Fenerbahçe
- Konu Yazar
- #31
kesel (Alm. Geodäte, Fra. géodesic, İng. geodesic) Bir yüzey üzerindeki bir noktadan bir başka noktaya giden ve yüzey üzerinde kalan en kısa yol.
kesi kümesi (Alm. Schnittmenge, Trennbündel, Fra. ensemble coupure, İng. cut-set) Bir çizgenin tüm dalları kesildiğinde çizgenin bağlantısız parçalarının sayısının artmasına yol açan, ancak sözkonusu dallardan birinin kesilmemesi durumunda bu sayının artmadıgı dallar kümesi.
kesim (Alm. , Fra. secteur, İng. sector) Bir bellek tekerinin izi üzerinde yazılıp okunacak en küçük veri birimi.
kesim sıklığı (Alm. Grenzfrequenz, Fra. fréquence de coupure, İng. cut-off frequency) Bir dizge ya da dönüştürücüde geçirme kuşağı ile söndürme kuşağı arasında kalan sınır sıklık değeri.
kesim sonlandırması (Alm. , Fra. extremité de séction, İng. section termination) Bir fiziksel iletim ortamı ile ilişkin donatımı arasındaki bağlantı arabağı.
kesin artı matris (Alm. positivdefinierte Matrix, Fra. matrice définie positive, İng. positive definite matrix) Her bir sınırlı düzgeli x yöneyi için xTAx > 0 koşulunu sağlayan kare matris, kesin artı dizey.
kesin eksi matris (Alm. negativdefinierte Matrix, Fra. matrice définie négative, İng. negative definite matrix) Her bir sınırlı düzgeli x yöneyi için xTAx<0 koşulunu sağlayan kare matris, kesin eksi dizey.
kesin olay (Alm. sicheres Ereignis, Fra. événement certain, İng. certain event) Bir rasgele deneyin her yinelemesinde ortaya çıkan olay.
kesinlik (Alm. Genauigkeit, Fra. précision, İng. precision) Aynı yöntemle aynı koşullarda ölçülen bir özelliğin yinelenen ölçümlerinin yakınlığı.
kesintili çalışma (Alm. Aussetzbetrieb, Fra. service intermittent, İng. intermittent duty) Çalışma dönemleri ile boş durma dönemlerinin almaştığı çalışma çevrimleri.
kesintisiz çalışma (Alm. unterbrechungsfreier Betreib, Fra. service ininterrompu, İng. uninterrupted duty) Boş durma aralığı bulunmayan çalışma çevrimi.
kesintisiz güç kaynağı (Alm. , Fra. alimentation non interruptible, İng. uninterrupted power supply) Bir birikeç bataryası, evirgeç ve anahtar gibi donatıdan oluşan ve ana şebekeden güç kesildiğinde devreye girip bir süre aygıtları besleyebilen donanım.
kesit (Alm. Durchschnitt, Fra. intersection, İng. intersection) Bir katı cismin bir düzlemle kesişimi. İmge işlemede n boyutlu bir imge ile (n-1) boyutlu bir nesnenin kesişimi.
kesme (Alm. Sektor, Fra. secteur, İng. sector) İki doğru parçası ve bir eğri yayıyla sınırlanan düzlemsel yüzey.
kesme akımı (Alm. Ausschaltstrom, Fra. courant coupé, İng. breaking current) Bir anahtarlama aygıtının ya da sigortanın bir kutbunda bir kesme işlemi (manevra) sırasında arkın başlama anındaki akım.
kesme gücü (Alm. Ausschaltvermögen, Fra. pouvoir de coupure, İng. breaking capacity (of a switching device or fuse)) Kullanma ve davranış için öngörülen şartlar altında belirtilmiş bir gerilimde bir anahtarlama aygıtının ya da sigortanın kesebileceği beklenen akım değeri.
kestirici (Alm. Schätzer, Fra. estimateur, İng. estimator) Bir parametreyi kestirmek için kullanılan kural ya da işlev.
kestirim (Alm. Schätzung, Fra. estimation, İng. estimation) Gürültülü ve/ya da tam olmayan gözlem verilerinden yararlanarak sürekli bir değişkenin değerini saptamak.
kestirim hatası (Alm. Schätzfehler, Fra. erreur d'estimation, İng. error of estimation) Bir gerçek değer ile kestirimi arasındaki fark.
ketleme (Alm. Verhinderung, Fra. inhibition, İng. inhibit) Bir şeyin yapılmasını engellemek.
ketleme sinyali (Alm. Verhinderung-signal, Fra. signal d'interdiction, İng. inhibit signal) Bir olayın olmasını engelleyen sinyal.
ketleme vurumu (Alm. , Fra. impulsion d'inhibition, İng. inhibit pulse) Sayısal elektronik bir devrede bir olayı engellemekte kullanılan darbe.
kılçık anten (Alm. , Fra. antenne en arête de poisson, İng. fishbone antenna)
kılıf (Alm. Mantel, Fra. gaine, İng. sheath, jacket) Kablolarda genel olarak basınç uygulanarak çekilen metal ya da metal olmayan birbiçimli ve kesintisiz tüp biçimli örtü.
kılıf (Alm. Überzug, Fra. gaine, İng. cladding) Bir optik lifte göbeği çevreleyen dielektrik gereç.
kıpırtı (Alm. Zittern, Fra. vibration imposée, İng. dither) Sürtünme, histerez, ya da tıkanmanın etkilerini gidermek için kullanılan küçük genlikli salınımlar.
kıpırtılandırma (Alm. , Fra. , İng. dithering) Bir sinyale, nicemleme bozulmasını azaltmak amacıyla rasgele bir gürültü eklenmesi.
kırılım dalgası (Alm. gebrochene Welle, Fra. onde réfractée, İng. refracted wave) Bir ortamda, komşu bir ortamdan gelerek oluşan dalga.
kırılma (Alm. Brechung, Fra. réfraction, İng. refraction) Bir dalganın yayılım yönünün ortamın evre hızı özelliğinin değişmesi sonucu değişmesi.
kırılma indis profili (yanayı) (Alm. Brechzahlprofil, Fra. profil de l'indice de réfraction, İng. refractive index profile) Bir optik lifin çapı boyunca kırılma indisinin dağılımı.
kırınım (Alm. Beugung, Fra. diffraction, İng. diffraction) Işığın ya da bir başka dalganın dar bir yarıktan ya da çizikli bir yüzeyden geçince doğru yolundan ayrılarak girişim saçakları oluşturması.
kırınım bölgesi (Alm. , Fra. région de diffraction, İng. diffraction region) Radyo dalga yayılımında ufuk ötesi bölge.
kırınım dalgası (Alm. gebeugte Welle, Fra. onde diffractée, İng. diffracted wave) Dar bir yarıktan ya da çizikli bir yüzeyden geçerek doğru yolundan ayrılmış ve girişim saçakları oluşturmuş dalga.
kırınım izgesi (Alm. Beugungsspektrum, Fra. spectre de diffraction, İng. diffraction spectrum) Bir kırınım ağı ile elde edilen elektromanyetik dalgalar izgesi.
kırışıklık gerilimi (Alm. Wellenspannung, Fra. voltage d'ondes, İng. ripple voltage) Bir dalgalı akım doğrultmacının ya da bu tür bir üretecin verdiği düz gerilimin üzerindeki dalgalı bileşen.
kırpık çerçeve (Alm. , Fra. , İng. runt frame) Bir yerel alan ağı üzerinde uzunluğu izin verilen en kısa uzunluktan da kısa olan, ve çoğunlukla çerçeve çarpışmalarının sonucunda ortaya çıkan çerçeve.
kırpışma (Alm. Szintillation, Fra. scintillation, İng. scintillation) 1) Küçük ölçekte düzensizlikler içeren bir ortamdan geçen bir dalganın karşılaştığı evre ve genlik değişimleri. 2) Ekranda gösterimi yapılan imgenin düşük çerçeve hızından ötürü titreşmesi. 3) Alfa parçacığı gibi yüksek enerjili parçacıkların yol açtığı kısa süreli ışık parlamaları
kırpma hatası (Alm. Abbrechfehler, Fra. erreur de troncature, İng. truncation error) Bilgisayarda kırpma işleminden kaynaklanan hata.
kırpmak (Alm. abbrechen, Fra. tronquer, İng. truncate) Bir hesaplama işlemini bir kurala göre sona erdirmek.
kırtasiye işlemleri (Alm. , Fra. opération de servitude, İng. bookkeeping operations) Bilgisayarda sonucu etkilemeyen, verileri yeniden düzenlemek, çevrimleri saymak, başa komutların adres kesimini değiştirmek gibi işlemler.
kesi kümesi (Alm. Schnittmenge, Trennbündel, Fra. ensemble coupure, İng. cut-set) Bir çizgenin tüm dalları kesildiğinde çizgenin bağlantısız parçalarının sayısının artmasına yol açan, ancak sözkonusu dallardan birinin kesilmemesi durumunda bu sayının artmadıgı dallar kümesi.
kesim (Alm. , Fra. secteur, İng. sector) Bir bellek tekerinin izi üzerinde yazılıp okunacak en küçük veri birimi.
kesim sıklığı (Alm. Grenzfrequenz, Fra. fréquence de coupure, İng. cut-off frequency) Bir dizge ya da dönüştürücüde geçirme kuşağı ile söndürme kuşağı arasında kalan sınır sıklık değeri.
kesim sonlandırması (Alm. , Fra. extremité de séction, İng. section termination) Bir fiziksel iletim ortamı ile ilişkin donatımı arasındaki bağlantı arabağı.
kesin artı matris (Alm. positivdefinierte Matrix, Fra. matrice définie positive, İng. positive definite matrix) Her bir sınırlı düzgeli x yöneyi için xTAx > 0 koşulunu sağlayan kare matris, kesin artı dizey.
kesin eksi matris (Alm. negativdefinierte Matrix, Fra. matrice définie négative, İng. negative definite matrix) Her bir sınırlı düzgeli x yöneyi için xTAx<0 koşulunu sağlayan kare matris, kesin eksi dizey.
kesin olay (Alm. sicheres Ereignis, Fra. événement certain, İng. certain event) Bir rasgele deneyin her yinelemesinde ortaya çıkan olay.
kesinlik (Alm. Genauigkeit, Fra. précision, İng. precision) Aynı yöntemle aynı koşullarda ölçülen bir özelliğin yinelenen ölçümlerinin yakınlığı.
kesintili çalışma (Alm. Aussetzbetrieb, Fra. service intermittent, İng. intermittent duty) Çalışma dönemleri ile boş durma dönemlerinin almaştığı çalışma çevrimleri.
kesintisiz çalışma (Alm. unterbrechungsfreier Betreib, Fra. service ininterrompu, İng. uninterrupted duty) Boş durma aralığı bulunmayan çalışma çevrimi.
kesintisiz güç kaynağı (Alm. , Fra. alimentation non interruptible, İng. uninterrupted power supply) Bir birikeç bataryası, evirgeç ve anahtar gibi donatıdan oluşan ve ana şebekeden güç kesildiğinde devreye girip bir süre aygıtları besleyebilen donanım.
kesit (Alm. Durchschnitt, Fra. intersection, İng. intersection) Bir katı cismin bir düzlemle kesişimi. İmge işlemede n boyutlu bir imge ile (n-1) boyutlu bir nesnenin kesişimi.
kesme (Alm. Sektor, Fra. secteur, İng. sector) İki doğru parçası ve bir eğri yayıyla sınırlanan düzlemsel yüzey.
kesme akımı (Alm. Ausschaltstrom, Fra. courant coupé, İng. breaking current) Bir anahtarlama aygıtının ya da sigortanın bir kutbunda bir kesme işlemi (manevra) sırasında arkın başlama anındaki akım.
kesme gücü (Alm. Ausschaltvermögen, Fra. pouvoir de coupure, İng. breaking capacity (of a switching device or fuse)) Kullanma ve davranış için öngörülen şartlar altında belirtilmiş bir gerilimde bir anahtarlama aygıtının ya da sigortanın kesebileceği beklenen akım değeri.
kestirici (Alm. Schätzer, Fra. estimateur, İng. estimator) Bir parametreyi kestirmek için kullanılan kural ya da işlev.
kestirim (Alm. Schätzung, Fra. estimation, İng. estimation) Gürültülü ve/ya da tam olmayan gözlem verilerinden yararlanarak sürekli bir değişkenin değerini saptamak.
kestirim hatası (Alm. Schätzfehler, Fra. erreur d'estimation, İng. error of estimation) Bir gerçek değer ile kestirimi arasındaki fark.
ketleme (Alm. Verhinderung, Fra. inhibition, İng. inhibit) Bir şeyin yapılmasını engellemek.
ketleme sinyali (Alm. Verhinderung-signal, Fra. signal d'interdiction, İng. inhibit signal) Bir olayın olmasını engelleyen sinyal.
ketleme vurumu (Alm. , Fra. impulsion d'inhibition, İng. inhibit pulse) Sayısal elektronik bir devrede bir olayı engellemekte kullanılan darbe.
kılçık anten (Alm. , Fra. antenne en arête de poisson, İng. fishbone antenna)
kılıf (Alm. Mantel, Fra. gaine, İng. sheath, jacket) Kablolarda genel olarak basınç uygulanarak çekilen metal ya da metal olmayan birbiçimli ve kesintisiz tüp biçimli örtü.
kılıf (Alm. Überzug, Fra. gaine, İng. cladding) Bir optik lifte göbeği çevreleyen dielektrik gereç.
kıpırtı (Alm. Zittern, Fra. vibration imposée, İng. dither) Sürtünme, histerez, ya da tıkanmanın etkilerini gidermek için kullanılan küçük genlikli salınımlar.
kıpırtılandırma (Alm. , Fra. , İng. dithering) Bir sinyale, nicemleme bozulmasını azaltmak amacıyla rasgele bir gürültü eklenmesi.
kırılım dalgası (Alm. gebrochene Welle, Fra. onde réfractée, İng. refracted wave) Bir ortamda, komşu bir ortamdan gelerek oluşan dalga.
kırılma (Alm. Brechung, Fra. réfraction, İng. refraction) Bir dalganın yayılım yönünün ortamın evre hızı özelliğinin değişmesi sonucu değişmesi.
kırılma indis profili (yanayı) (Alm. Brechzahlprofil, Fra. profil de l'indice de réfraction, İng. refractive index profile) Bir optik lifin çapı boyunca kırılma indisinin dağılımı.
kırınım (Alm. Beugung, Fra. diffraction, İng. diffraction) Işığın ya da bir başka dalganın dar bir yarıktan ya da çizikli bir yüzeyden geçince doğru yolundan ayrılarak girişim saçakları oluşturması.
kırınım bölgesi (Alm. , Fra. région de diffraction, İng. diffraction region) Radyo dalga yayılımında ufuk ötesi bölge.
kırınım dalgası (Alm. gebeugte Welle, Fra. onde diffractée, İng. diffracted wave) Dar bir yarıktan ya da çizikli bir yüzeyden geçerek doğru yolundan ayrılmış ve girişim saçakları oluşturmuş dalga.
kırınım izgesi (Alm. Beugungsspektrum, Fra. spectre de diffraction, İng. diffraction spectrum) Bir kırınım ağı ile elde edilen elektromanyetik dalgalar izgesi.
kırışıklık gerilimi (Alm. Wellenspannung, Fra. voltage d'ondes, İng. ripple voltage) Bir dalgalı akım doğrultmacının ya da bu tür bir üretecin verdiği düz gerilimin üzerindeki dalgalı bileşen.
kırpık çerçeve (Alm. , Fra. , İng. runt frame) Bir yerel alan ağı üzerinde uzunluğu izin verilen en kısa uzunluktan da kısa olan, ve çoğunlukla çerçeve çarpışmalarının sonucunda ortaya çıkan çerçeve.
kırpışma (Alm. Szintillation, Fra. scintillation, İng. scintillation) 1) Küçük ölçekte düzensizlikler içeren bir ortamdan geçen bir dalganın karşılaştığı evre ve genlik değişimleri. 2) Ekranda gösterimi yapılan imgenin düşük çerçeve hızından ötürü titreşmesi. 3) Alfa parçacığı gibi yüksek enerjili parçacıkların yol açtığı kısa süreli ışık parlamaları
kırpma hatası (Alm. Abbrechfehler, Fra. erreur de troncature, İng. truncation error) Bilgisayarda kırpma işleminden kaynaklanan hata.
kırpmak (Alm. abbrechen, Fra. tronquer, İng. truncate) Bir hesaplama işlemini bir kurala göre sona erdirmek.
kırtasiye işlemleri (Alm. , Fra. opération de servitude, İng. bookkeeping operations) Bilgisayarda sonucu etkilemeyen, verileri yeniden düzenlemek, çevrimleri saymak, başa komutların adres kesimini değiştirmek gibi işlemler.