
- Katılım
- 14 Mar 2024
- Mesajlar
- 2,216
- Tepkime puanı
- 115
- Puanları
- 63
- Konum
- Fizan
- İlişki Durumunuz
- Evli
- Burcunuz
- Balık
- Takım
- Fenerbahçe
- Konu Yazar
- #81
trafik hacmi (Alm. Verkehrvolumen, Fra. volume de trafic, İng. traffic volume) Belirli bir zaman aralığında bir özkaynaklar topluluğu tarafından karşılanan trafik miktarı.
trafik matrisi (Alm. Verkehrsmatrix, Fra. matrice de trafic, İng. traffic matrix) i ve j’inci satır ve dikeçteki öğenin i noktasından gelip j noktasına gitmekte olan trafiği belirlediği matris.
trafik mühendisliği (Alm. , Fra. , İng. traffic engineering) Kullanıcı isteklerine yanıt verecek şekilde iletişim sistemlerinin tasarımı ve kurulmasına ilişkin mühendislik.
trafik sığası (Alm. , Fra. capacité de trafic, İng. traffic capacity) Bir teleiletişim sisteminin ya da aygıtının birim zamanda taşıyabileceği en büyük trafik.
trafolu köprü (Alm. Übertragerbrücke, Fra. pont à transformateur, İng. transformer bridge) En az iki kolu bir değiştiricinin sargılarından oluşan ve empedans ölçmeyi amaçlayan almaşık akım ölçme köprüsü; transformatörlü köprü.
transformatör (Alm. Übertrager, Fra. transformateur, İng. transformer) Manyetik bir akı yolu üzerinde birincil ve ikincil sargılardan oluşan, ve akım ve/ya da gerilim düzeylerini değiştirme özelliği olan aygıt; değiştirici.
troposfer (Alm. , Fra. troposphère, İng. troposphere) Tropoyuvar; Dünyanın atmosferinin alt katmanı; bu katmanda sıcaklık, yerel ters ısı bölgeleri dışında, yükseklikle azalır.
troposfer dalgası (Alm. , Fra. onde tropospherique, İng. tropospheric wave) Tümüyle tropsfer içinde yer alan, yayılımı tümüyle troposferdeki kırılma indisi farklılıklarından kaynaklanan, Yerin yüzeyine yakın noktalarda seyreden dalga.
troposfer yansıması (Alm. , Fra. réflexion troposphereique, İng. tropospheric reflection) Farklı kırılma indislerine sahip hava kütlelerinden ötürü kısmi ya da tam yansımanın oluştuğu troposfer olayı.
truva atı (Alm. , Fra. cheval de Troie, İng. Trojan horse) Bir bilgisayar programına bağlanarak gizlenen, tahribatını yaparken programın olağan çalışmasına da izin veren virüs.
Turing makinası (Alm. , Fra. machine à Turing, İng. Turing machine) Sonsuz bir şerit üzerinde yazma, devinme, okuma etkinliklerini yürüterek çalışan ve bilgisayar davranışını incelemekte kullanılan matematiksel soyutlama.
tuşlu arama (Alm. , Fra. composition au clavier, İng. tone dialing, pushbutton dialing) Tuşlara basılarak elde edilen birçok farklı sıklıktaki tonları üreterek yürütülen numara çevirme.
tutanak (Alm. Datensatz, Fra. Enregistrement, İng. record) Bir birim gibi işlem gören, ilişkin veriler ya da sözcükler kümesi.
tutanak bölütlemesi (Alm. , Fra. segmentation de enregistrements, İng. record segmentation) Bir tutanaktaki verileri farklı fiziksel aygıtlara ya da farklı belleklere dağıtma.
tutanak planı (Alm. , Fra. cliché d'enregistrement, İng. record layout) Bir tutanakta, tutanağın bileşenlerinin düzeni ve boyu da içerilmek üzere verilerin ya da sözcüklerin düzenlenişi ve yapısı.
tutanak uzunluğu (Alm. , Fra. longeur d'enregistrement, İng. record length) Bir tutanağı oluşturan sözcüklerin ya da damgaların sayısı.
tutarlı kestirici (Alm. konsistente Schätzfunktion, Fra. estimateur consistent, İng. consistent estimator) Parametre kestirimi hatası, örneklem nüfusu sonsuza gittiğinde 1 olasılıkla sıfıra giden kestirici.
tutarlı sınama (Alm. konsistente Schätzfunktion, Fra. essai consistent, İng. consistent estimator) Örneklem büyüklüğü sonsuza gittiğinde gücü 1'e yaklaşan sınama.
tutarlılık (Alm. , Fra. cohérence, İng. consistency) Bir sistem, bileşen ya da belgenin çelişkisiz, standart ve birbiçimli olması özelliği.
tutarlılık sınaması (Alm. , Fra. contrôle de cohérence, İng. consistency check) Bir verinin, belgenin, sistemin,ya da bileşenin kendisi için belirtilmiş kurallara uyup uymadığının sınanması.
tutarsız kestirici (Alm. nichtkonsistente Schätzfunktion, Fra. estimateur inconsistent, İng. inconsistent estimator) Örneklem büyüklüğü arttıkça parametre değerine yakınsamayan kestirici.
tutma akımı (Alm. Haltestrom, Fra. courant de maintien, İng. holding current) Bir bağlak (röle) devresini kapalı tutmak için gerekli en küçük akım değeri.
tutma gecikmesi (Alm. Relais-Tätigkeistzeit, Fra. temps d'activation d'un relais, İng. relay actuation time) Bağlakta (rölede) belirli bir değmenin gerçekleşmesi için gereken süre.
tutma süresi (Alm. , Fra. durée de blocage, İng. holding time) Bir iletişim kanalının meşgul tutulduğu oturum süresi.
tuzak (Alm. Abscheider, Fra. trappe, İng. trap) 1) Bir alıcıdaki istenmeyen sinyalleri eleyen ya da yok eden soğurum süzgeci, 2) Boşluk oluşturan emmeçlerde, yayınan yağ ya da cıva uçuklarını soğutup yoğuşturarak tutan düzenek.
tüm devinimli video (Alm. , Fra. , İng. full motion video) İmgelerin, insanların doğal hareketli gibi algılamalarına yolaçacak hızda kaydedilmesi, iletilmesi ve ekrana yansıtılması.
tüm ekran (Alm. , Fra. plein écran, pleine page, İng. full screen) Yarık ekran ya da pencereli ekran yöntemlerinin tersine ekranın tümünü kullanan teknik.
tüm geçiren devre (Alm. , Fra. réseau passe-tout, İng. all-pass network) İki kapılı ve kayıp özelliği sıklıktan bağımsız bir devre.
tüm hatlar meşgul sesi (Alm. , Fra. tonalité tous circuit occupés, İng. all-paths busy tone) Telefon sistemlerinde tüm bağlantı hatlarının dolu olduğunu ifade eden özel kadanslı ses.
tüm yönlü (Alm. , Fra. omnidirectional, İng. omnidirectional) Her yönde radyo dalgalarını alıp gönderebilen.
tümdengelim (Alm. Deduktion, Fra. déduction, İng. deduction) Öncüllerden kalkarak ve yalnızca çıkarım kurallarını uygulayarak bir çıkarımın sonucunu elde etme.
tümdengelimli (Alm. Deduktiv, Fra. déductif, İng. deductive) Tümdengelimi içererek ya da tümden gelime dayanarak.
tümdengelimli usa vurma (Alm. , Fra. raisonnement déductif, İng. deductive reasoning) Tümdengelimli akıl yürütme; mantık kullanarak çıkarsamalar yapmak ve vargılara varmak
tümdevre (Alm. integrierter Schaltkreis, Fra. circuit intégre, İng. integrated circuit) Birçok birleşenden oluşan bir elektrik devresinin işlevini gören ve bir tek yarıiletken yonga üzerinde bütünleşmiş devre ya da devre parçası; tümleşik devre.
tümevarım (Alm. Induktion, Fra. induction, İng. induction) a) P(1) doğru ise, b) P(N) doğru olduğunda P(N+1) de doğrudur tanıtlama aşamalarından geçerek P(N) tüm sayılar için doğrudur önermesinin kanıtlandığı mantık yordamı.
tümevarımlı yöntem (Alm. induktive Methode, Fra. méthode inductive, İng. inductive method) Bilinen kimi özel durumlardan genel sonuçlara ulaşma yöntemi.
tümlenik karesel hata ölçütü (Alm. integrales quadratisches Fehlerkriterium, Fra. critère du carré d'erreur intégrale, İng. integral square error criterion)Hata işlevinin karesinin zaman tümlevini kullanan denetim dizgesi başarım ölçütü.
tümlenik mutlak hata ölçütü (Alm. integrales absolutes Fehlerkriterium, Fra. critère de l'erreur absolue intégrale, İng. integral absolute error criterion) Hata işlevinin mutlak değerinin zaman tümlevini kullanan denetim dizgesi başarım ölçütü.
tümler (Alm. , Fra. complément, İng. complement) 1) Bir sayıdan bir çıkarma kuralına göre elde edilmişbir başka sayı; örneğin n basamaklı bir sayının tabanın (n+1)'inci kuvvetinden çıkarımı; 2) Bir imgede imgenin belirli bir altkümesine ait olmayan pikseller topluluğu.
tümler ağaç (Alm. Ko-Baum, komplementärer Baum, Fra. co-arbre, İng. co-tree) Bir devrenin belirli bir ağacı alındığında devrenin bu ağaçta içerilmeyen dallarının kümesi.
tümler devresi (Alm. , Fra. complémenteur, İng. complementer) Çıkışı, girişteki ikili mantık değerlerinin tümleri elde edilen devre.
tümler durum (Alm. , Fra. état complémentaire, İng. complementary state) Bir mantık devresinde bir durumun karşı durumu.
trafik matrisi (Alm. Verkehrsmatrix, Fra. matrice de trafic, İng. traffic matrix) i ve j’inci satır ve dikeçteki öğenin i noktasından gelip j noktasına gitmekte olan trafiği belirlediği matris.
trafik mühendisliği (Alm. , Fra. , İng. traffic engineering) Kullanıcı isteklerine yanıt verecek şekilde iletişim sistemlerinin tasarımı ve kurulmasına ilişkin mühendislik.
trafik sığası (Alm. , Fra. capacité de trafic, İng. traffic capacity) Bir teleiletişim sisteminin ya da aygıtının birim zamanda taşıyabileceği en büyük trafik.
trafolu köprü (Alm. Übertragerbrücke, Fra. pont à transformateur, İng. transformer bridge) En az iki kolu bir değiştiricinin sargılarından oluşan ve empedans ölçmeyi amaçlayan almaşık akım ölçme köprüsü; transformatörlü köprü.
transformatör (Alm. Übertrager, Fra. transformateur, İng. transformer) Manyetik bir akı yolu üzerinde birincil ve ikincil sargılardan oluşan, ve akım ve/ya da gerilim düzeylerini değiştirme özelliği olan aygıt; değiştirici.
troposfer (Alm. , Fra. troposphère, İng. troposphere) Tropoyuvar; Dünyanın atmosferinin alt katmanı; bu katmanda sıcaklık, yerel ters ısı bölgeleri dışında, yükseklikle azalır.
troposfer dalgası (Alm. , Fra. onde tropospherique, İng. tropospheric wave) Tümüyle tropsfer içinde yer alan, yayılımı tümüyle troposferdeki kırılma indisi farklılıklarından kaynaklanan, Yerin yüzeyine yakın noktalarda seyreden dalga.
troposfer yansıması (Alm. , Fra. réflexion troposphereique, İng. tropospheric reflection) Farklı kırılma indislerine sahip hava kütlelerinden ötürü kısmi ya da tam yansımanın oluştuğu troposfer olayı.
truva atı (Alm. , Fra. cheval de Troie, İng. Trojan horse) Bir bilgisayar programına bağlanarak gizlenen, tahribatını yaparken programın olağan çalışmasına da izin veren virüs.
Turing makinası (Alm. , Fra. machine à Turing, İng. Turing machine) Sonsuz bir şerit üzerinde yazma, devinme, okuma etkinliklerini yürüterek çalışan ve bilgisayar davranışını incelemekte kullanılan matematiksel soyutlama.
tuşlu arama (Alm. , Fra. composition au clavier, İng. tone dialing, pushbutton dialing) Tuşlara basılarak elde edilen birçok farklı sıklıktaki tonları üreterek yürütülen numara çevirme.
tutanak (Alm. Datensatz, Fra. Enregistrement, İng. record) Bir birim gibi işlem gören, ilişkin veriler ya da sözcükler kümesi.
tutanak bölütlemesi (Alm. , Fra. segmentation de enregistrements, İng. record segmentation) Bir tutanaktaki verileri farklı fiziksel aygıtlara ya da farklı belleklere dağıtma.
tutanak planı (Alm. , Fra. cliché d'enregistrement, İng. record layout) Bir tutanakta, tutanağın bileşenlerinin düzeni ve boyu da içerilmek üzere verilerin ya da sözcüklerin düzenlenişi ve yapısı.
tutanak uzunluğu (Alm. , Fra. longeur d'enregistrement, İng. record length) Bir tutanağı oluşturan sözcüklerin ya da damgaların sayısı.
tutarlı kestirici (Alm. konsistente Schätzfunktion, Fra. estimateur consistent, İng. consistent estimator) Parametre kestirimi hatası, örneklem nüfusu sonsuza gittiğinde 1 olasılıkla sıfıra giden kestirici.
tutarlı sınama (Alm. konsistente Schätzfunktion, Fra. essai consistent, İng. consistent estimator) Örneklem büyüklüğü sonsuza gittiğinde gücü 1'e yaklaşan sınama.
tutarlılık (Alm. , Fra. cohérence, İng. consistency) Bir sistem, bileşen ya da belgenin çelişkisiz, standart ve birbiçimli olması özelliği.
tutarlılık sınaması (Alm. , Fra. contrôle de cohérence, İng. consistency check) Bir verinin, belgenin, sistemin,ya da bileşenin kendisi için belirtilmiş kurallara uyup uymadığının sınanması.
tutarsız kestirici (Alm. nichtkonsistente Schätzfunktion, Fra. estimateur inconsistent, İng. inconsistent estimator) Örneklem büyüklüğü arttıkça parametre değerine yakınsamayan kestirici.
tutma akımı (Alm. Haltestrom, Fra. courant de maintien, İng. holding current) Bir bağlak (röle) devresini kapalı tutmak için gerekli en küçük akım değeri.
tutma gecikmesi (Alm. Relais-Tätigkeistzeit, Fra. temps d'activation d'un relais, İng. relay actuation time) Bağlakta (rölede) belirli bir değmenin gerçekleşmesi için gereken süre.
tutma süresi (Alm. , Fra. durée de blocage, İng. holding time) Bir iletişim kanalının meşgul tutulduğu oturum süresi.
tuzak (Alm. Abscheider, Fra. trappe, İng. trap) 1) Bir alıcıdaki istenmeyen sinyalleri eleyen ya da yok eden soğurum süzgeci, 2) Boşluk oluşturan emmeçlerde, yayınan yağ ya da cıva uçuklarını soğutup yoğuşturarak tutan düzenek.
tüm devinimli video (Alm. , Fra. , İng. full motion video) İmgelerin, insanların doğal hareketli gibi algılamalarına yolaçacak hızda kaydedilmesi, iletilmesi ve ekrana yansıtılması.
tüm ekran (Alm. , Fra. plein écran, pleine page, İng. full screen) Yarık ekran ya da pencereli ekran yöntemlerinin tersine ekranın tümünü kullanan teknik.
tüm geçiren devre (Alm. , Fra. réseau passe-tout, İng. all-pass network) İki kapılı ve kayıp özelliği sıklıktan bağımsız bir devre.
tüm hatlar meşgul sesi (Alm. , Fra. tonalité tous circuit occupés, İng. all-paths busy tone) Telefon sistemlerinde tüm bağlantı hatlarının dolu olduğunu ifade eden özel kadanslı ses.
tüm yönlü (Alm. , Fra. omnidirectional, İng. omnidirectional) Her yönde radyo dalgalarını alıp gönderebilen.
tümdengelim (Alm. Deduktion, Fra. déduction, İng. deduction) Öncüllerden kalkarak ve yalnızca çıkarım kurallarını uygulayarak bir çıkarımın sonucunu elde etme.
tümdengelimli (Alm. Deduktiv, Fra. déductif, İng. deductive) Tümdengelimi içererek ya da tümden gelime dayanarak.
tümdengelimli usa vurma (Alm. , Fra. raisonnement déductif, İng. deductive reasoning) Tümdengelimli akıl yürütme; mantık kullanarak çıkarsamalar yapmak ve vargılara varmak
tümdevre (Alm. integrierter Schaltkreis, Fra. circuit intégre, İng. integrated circuit) Birçok birleşenden oluşan bir elektrik devresinin işlevini gören ve bir tek yarıiletken yonga üzerinde bütünleşmiş devre ya da devre parçası; tümleşik devre.
tümevarım (Alm. Induktion, Fra. induction, İng. induction) a) P(1) doğru ise, b) P(N) doğru olduğunda P(N+1) de doğrudur tanıtlama aşamalarından geçerek P(N) tüm sayılar için doğrudur önermesinin kanıtlandığı mantık yordamı.
tümevarımlı yöntem (Alm. induktive Methode, Fra. méthode inductive, İng. inductive method) Bilinen kimi özel durumlardan genel sonuçlara ulaşma yöntemi.
tümlenik karesel hata ölçütü (Alm. integrales quadratisches Fehlerkriterium, Fra. critère du carré d'erreur intégrale, İng. integral square error criterion)Hata işlevinin karesinin zaman tümlevini kullanan denetim dizgesi başarım ölçütü.
tümlenik mutlak hata ölçütü (Alm. integrales absolutes Fehlerkriterium, Fra. critère de l'erreur absolue intégrale, İng. integral absolute error criterion) Hata işlevinin mutlak değerinin zaman tümlevini kullanan denetim dizgesi başarım ölçütü.
tümler (Alm. , Fra. complément, İng. complement) 1) Bir sayıdan bir çıkarma kuralına göre elde edilmişbir başka sayı; örneğin n basamaklı bir sayının tabanın (n+1)'inci kuvvetinden çıkarımı; 2) Bir imgede imgenin belirli bir altkümesine ait olmayan pikseller topluluğu.
tümler ağaç (Alm. Ko-Baum, komplementärer Baum, Fra. co-arbre, İng. co-tree) Bir devrenin belirli bir ağacı alındığında devrenin bu ağaçta içerilmeyen dallarının kümesi.
tümler devresi (Alm. , Fra. complémenteur, İng. complementer) Çıkışı, girişteki ikili mantık değerlerinin tümleri elde edilen devre.
tümler durum (Alm. , Fra. état complémentaire, İng. complementary state) Bir mantık devresinde bir durumun karşı durumu.