
- Katılım
- 26 Mar 2024
- Mesajlar
- 3,531
- Tepkime puanı
- 267
- Puanları
- 63
- İlişki Durumunuz
- Sizene
- Burcunuz
- Balık
- Takım
- Fenerbahçe
-
Öne çıkan konu
- Konu Yazar
- #1
Mucize Özünal - Aşk Zamana Doğar
'Aşk Zamana Doğar' günümüzün birçok çatışmasını, çelişkisini barındırıyor. Yabancılaşma, sevgisizlik, yalnızlık, bölünmüşlük, tüketilen değerler hatta özelleştirme, misyonerlik' Bir de taşra'
Günay GÜNER
Zaman ve aşk. İnsan özgürlüğe neden bunca uzak? Derinlikli, incelikli olanın albenisi neden sürekli olmaz? Tutku nasıl bir insanlık durumudur? Öyle an var ki, tutku yaşamdaki geri dönülemezlerin, 'keşke'lerin yerini tutar. Öyle zamanlar da var ki, sonucun düş kırıklığı, bir silinmez hiçlik olduğu yaşanmadan anlaşılamaz. Kesin yanıtları verilemez; o yüzden de sorular çoğalır, çoğalır' Ne acı!Yazında taşra önemlidir. Yazarlar olumlu ya da olumsuz işlev yüklemişlerdir taşraya. Stendhal'in Kızıl ve Kara'sında olaylar büyük oranda Paris yakınlarındaki bir kentte geçer; yaşanan büyük aşkın çevresinde, tutucu, baskıcı ilişkiler ayrıntılarıyla anlatılır. Flaubert'in Madam Bovary'sinde benzer bir olay daha şiddetli bir tutku ilişkisi içinde ortaya konur. Tolstoy'un Anna Karenina'sında Levin ve Kiti odağında taşra yer alır. Kemal Bilbaşar'ın yapıtlarında başat belirleyicilerdendir, özellikle Denizin Çağırışı'nda yerin 'çevre' oluşu etkiyi yaratır. Örnekleri çoğaltmak olanaklı.Değerli yazar Mucize Özünal'ın yeni romanı 'Aşk Zamana Doğar' da taşrayı anlatıyor. Daha doğrusu bu katmanlı romanda yer önemli unsurlardan biri. O eski kent Tokat. Damarları tarihe uzanan köklü, soylu kent. Heybetli bulutların altındaki sarp tepelerin arasında; tertemiz kaldırımlarında adımların sesi duyuluyor. Devegörmez Mahallesi'nin, pencereleri birbirini dostlukla tanıyan evleri'İşte o yerde, bir dükkânı nasıl da ustaca betimler yazar:'Işıklar bir müşteri gelince yakıldığından, dar uzun dükkân yarı karanlıktı. Küçük tahta tezgâhta basit bir hesap makinesi, üzerindeki parmak izlerinden epeydir temizlenmediği anlaşılan tuşlu telefon, pilli ufak radyo arasında sabahları parasız dağıtılan 'Yeşilırmağın Sesi' gazetesi görünüyordu. Raflarda pazen patiska, keten poplin topları, emprimelerin ipeklilerin ruloları, daha altlarda, Amerikan bezleri, mermerşahi, etamin topları vardı. Kapının hemen yanındaki sırada baskılı yemeniler, masa örtüleri, seccadeler, başörtüleri özenle dizilmişti. Gömlekler, sünnet takımları, işlemeli dantel sehpa örtüleri naylon paketleriyle düzgünce üst üste konulmuştu'' (s. 171)Yazar çağının tanığı olmalıdır, denir ya, kaç yazar bunun anlamını algılar? Zamanın tini, her boyutuyla yapıta nasıl yansır? Yazar olsun, kimi kahramanlar olsun derviş derinliğine nasıl ulaşır?Yıldız Hanım, İstanbul'da, küçük yaşta yitirdiği babasının özlemiyle büyümüştür. Tokat'ta hemşiredir. İş arkadaşlarıyla birlikte yaşar; bin bir güçlükle, olanaksızlıkla savaşarak görevini sürdürür. Zaman zaman belleğinde anılar sökün eder, hemşirelik okulunu bitirdiğinde, bakımını üstlendiği, yanında barındığı yaşlı kadını; o evdeyken tanıdığı delikanlıyı, ilk ve karşılıksız aşkını anımsar. Güzel, koyu yeşil gözleriyle dalar gider.