Şimdi bize katılın!

Kayıt olduktan ve giriş yaptıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara cevap gönderebilirsiniz daha fazlası için forumumuza kayıt olmalısınız. Kayıt işlemi tamamen ücretsiz ve hızlıdır.

Şimdi kayıt ol!
  • Saygıyı yaşımdan büyük olana değil, başı başımdan ağır olana gösteririm. Karakterinizin haketmediği saygıyı yaşınızdan beklemeyin.

AZE

▶︎ •၊၊||၊|။|||။၊|။|||။|||။၊| 0:16
Katılım
26 Mar 2024
Mesajlar
3,509
Tepkime puanı
214
Puanları
63
İlişki Durumunuz
Sizene
Burcunuz
Balık
Takım
Fenerbahçe
    Öne çıkan konu
  • Konu Yazar
  • #1

Halid Ziya Uşaklıgil - Mai ve Siyah


1715765522984.png

KİTABIN ADI :MAİ ve SİYAH
KİTABIN YAZARI :HALİD ZİYA UŞAKLIGİL
YAYINEVİ :İNKILAP VE AKA KİTABEVLERİ
BASIMYILI :1980


1.KİTABIN KONUSU:Hayalleri olan bir gencin lise son sınıfta babasını kaybetmesiyle hayallerinin yıkılışı ve beraberindeki hayat mücadelesi.

2.KİTABIN ÖZETİ: Ahmet Cemil,babasını n ölümünden sonra,binbir güçlükle okulu bitirir ve kız kardeşini ve annesini beslemek için çalışmak zorunda kalır.Bunun için elinden fazla birşey de gelmemektedir.Çü nkü yabancı dil bilmekten başka bildiği birşey yoktur.Ona kalsa,bütün çalışmalarını şiir üzerinde toplamayı;edebiyatı mıza bir başka yön vermeyi ister. Ancak hayat mücadelesi onu çok genç yaşta karşılar.

Ali Şekip ,Hüseyin Nazmi gibi arkadaşlarıyla başlıca tartışma konusu budur zaten. Raci gibi kendisini kıskanan,arkası ndan dedikodular yaratan birine rağmen şiirde birşeyler yapacağına inanır . Bir yandan , Ahmet Cemil ,bu sarı , uzun saçlı, mavi gözlü ,kalem parmaklı genç, Hüseyin Nazminin kızkardeşi Lamiayı sever.Tek kaygısı onunla evlenmek,ona layık bir yuva kurabilmektir. Fakat bu mümkün olabilir mi? Olabilecek mi? Hep bunu hayal eder.

Okulu bitirdikten sonra ,zavallı genç çok sıkıntılı günler geçirir.Evlerine gittiğin öğrencilerin şımarıklıklarına katlanmak zorunda kalır.Ekmeğini kazanır ama, neler pahasına! Böylelerinden para kabul etmeğe mecbur kalmak ona pek ağır gelir . Başka çare de yoktur. Pek dayanamaz hale gelince , bu sefer kitapçılara polis romanları tercüme etmeye kalkar. O çağlarda pek sayılı olan bu kitapçılar da onun derisini yüzerler.Geceler boyu göz nuru dökerek yaptığı anlamsız tercümelere hiç denecek kadar az para verirler. Ne öyle eserleri tercüme etmek ister , ne de parasını üzüle üzüle almaya razı olur.

Ahmet Cemil, günün birinde Mirat-I Şuun adlı gazetede çalışmaya başlar. Hayatı az çok düzene girer. Hatta ,gazete sahibinin oğlu Vehbi Efendi, Ahmet Cemilin kız kardeşi İkballe evlenir. O zaman Süleymaniyede eski bir evde oturan Ahmet Cemil, kız kardeşini mutlu görmek hevesiyle güzel bir düğün yapar. Ama bu evlilik, o zamanın evlenme şartları yüzünden başarılı olmaz. Evlenenler daha önce birbirlerini tanımadıkları için bağdaşamazlar. Vehbi Efendi çok kaba, durmadan içen , küstah bir kimsedir. Öyle alçak bir heriftir ki, karısı hamile olduğu sıralarda beslemelerini okşayarak onlarla gönül eğlendirir. Ahmet Cemil bu adiliklere dayanamaz .Gülle dokunmaya kıyamadığı biricik kız kardeşinin hırpalanmasına, hatta dövülmesine razı olmaz. Bir gece, Vehbi, İkbalI öyle hırpalar, durumunu düşünmeden öyle bir tekme atar ki zavallı kadın çocuğunu düşürür. Ahmet Cemil, çıldırmış bir halde, arkadaşı Ali Şekipin dükkanına kendini atar. Ali Şekipe anasınden aldığı küpeleri, yüzükleri emniyet sandığına rehin etmekte kendisine yardım için gitmiştir. Kız kardeşini ölümden kurtarmak gerekmektedir. Hiçbir önlem zavallı İkbali ölümün pençesinden kurtaramaz.

Hüseyin Nazmi, uzakça bir görevle dış işlerine tayin edilmiştir. Memmundur. Ahmet Cemil, bir gün onu ziyarete gider. Bir aya kadar memleketten ayrılacak olan Hüseyin Nazmi, sevineceğini sanarak Ahmet Cemile başka bir haber daha verir. Lamiayı evlendiriyorlardı r.O zaman Ahmet Cemil Lamiaya ait tek tük hatıra kırıntılarını bir daha yaşar. Bunlar, Lamianın çocukluğu ile ilgilidir. Zihninde, kızı, ailesinin ısrarıyla evlenmeyi kabul etmiştir diye tasarlar.Bir an sevgisini itiraf etmeyi düşünür.Ama yoksulluğu, işşizliği aklına gelince bir yuva kuramayacağını kabullenir. Bundan da vazgeçer.

Önce kardeşi, sonra Lamia Geriye ne kalmıştır?Eseri mi?Genç adam,bütün ömrürünü koyduğu şiirlerini bir an bile duraklamadan ocağa atıp yakar. Yaşamı gözlerinde yaşlar,ağzında acı bir lezzetle seyreder. O esrin bir anlamı kalmamıştır artık.

Madem ki Hüseyin Nazmi gidiyor, o da gidecektir. Bir gün Taksim bahçesinde oturuken ileriye ait tasarlarını, tasarladıkları nı hatırlar. Şimdi o da Anadoluda bir görev alıp gidecektir işte. Kendisine kırgınlıktan başka birşey sağlamayan bu İstanbuldan kaçacaktır. Kararını yerine getirir. Dertli anasını alarak bir vapura biner. Gece karanlığında, son defa İstanbulu, Cihangiri seyreder. Deniz karanlık, gece karanlıktır. Vaktiyle Tepe başında, gece, gözlerine bir elmas yağmuru gibi görünen ışıklar sanki sönmüştü. Şimdi her taraf simsiyahtı. Oda,güneşten, hayatın biçareliğiyle alay eden ışıktan kaçarak,sonsuz bir yoklukta mutlu ve rahat, yuvarlanıp gidecektir.



3.KİTABIN ANAFİKRİ:İnsan hayatta karşısına çıkan zorluklara karşı mücadele etmeli,hayallerle gerçekleri birbirine karıştırmamalıdır.

4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRMESİ :


AHMET CEMİL: Başarılı bir lise hayatı sürerken,son sınıfta babasını kaybeder ve hayat mücadelesine çok erken başlar.Amacı şiire başka bir yön vermek iken babasının ölümü herşeyi alt üst eder.Hayalleri olan bir gençtir.Babası nın ardından kızkardeşi İkbalin ölümü,son olarak da yakın dostu olan Hüseyin Nazminin kızkardeşi Lamianın evlenmesiyle tüm hayalleri yıkılır.

HÜSEYİN NAZMİ:Ahmet Cemilin en yakın dostudur.O da Ahmet Cemil gibi şiire düşkündür.İlbalin ağabeyidir.

İKBAL:Ahmet Cemilin kızkardeşidir.Ö zellikle babasının ölümünden sonra annesine ve ağabeyine bağlılığı artmıştır.

LAMİA:Hüseyin Nazminin kızkardeşidir. Güzel ve alımlı bir genç kızdır.Ahmet cemilin kendisine olan aşkından hebersizdir.








5.KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:


İstanbulda doğdu.İstanbul da başladıgı öğrenimini İzmirde tamamladı. Öğretmenlik yaptı,çeşitli memurluklarda bulundu. Edebiyat hayatına 1884te atıldı..Geniş bir kültüre ve bilgiye sahipti.Servet- i Fünun edebiyatının nesir alanında en güçlü kalemi oldu.Türk edebiyatının en büyük romancısı olarak kabul edildi.Romanları ndaki konularda çoğunlukla aydınlar arasından şeçtiği halde, hikayelerinde daha çok halkın yaşayışını konu olarak seçmiştir.

ROMANLARI OYUNLARI
-NEMİDE -KABUS

-BİR ÖLÜNÜN DEFTERİ -FÜRUZAN

-SEFİLE -FARE

-FERDİ VE ŞÜREKASI

-AŞK-I MEMNU ANILARI

-KIRIK HAYATLAR -KIRK YIL

HİKAYELERİ -SARAY VE ÖTESİ
-BİR YAZIN TARİHİ -BİR ACI HİKAYE

-SOLGUN DEMET

-SEPETTE BULUNMUŞ SANAT VE EDEBİYAT

-HEPSİNDEN ACI ÜZERİNE

-AŞKA DAİR -SANATA DAİR

-ONU BEKLERKEN

-İHTİYAR DOST

KADIN PENÇESİ


 

Konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst