Şimdi bize katılın!

Kayıt olduktan ve giriş yaptıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara cevap gönderebilirsiniz daha fazlası için forumumuza kayıt olmalısınız. Kayıt işlemi tamamen ücretsiz ve hızlıdır.

SignUp Now!
  • 💙 Ağaçtan çıkan kibrit bile kül ediyor ağacı. Şaşırmayın insanın insana yaptığına.
Katılım
14 Mar 2024
Mesajlar
2,128
Tepkime puanı
96
Puanları
48
Konum
Fizan
İlişki Durumunuz
Evli
Burcunuz
Balık
Takım
Fenerbahçe
Türkiye Cumhuriyeti'nin Doğum Belgesi Amasya Tamimi - Atatürk Günlüğü

c0ba9c64ebda47bc4d3f9c49fe6cc3da.gif


'Havza’dan ayrıldıktan sonra yol boyunca halkın yoğun ilgisini gören Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını, 12 Haziran 1919 Perşembe günü Amasya'nın Gezirlik bölgesinde büyük halk topluluğu bekliyordu . Havza’dan Amasya’ya geçişinde karşılayıcılar arasında bulunan Müftü Hacı Tevfik Efendi’nin:
“Paşam, bütün Amasya emrinizdedir”, sözlerine karşılık Mustafa Kemal yaptığı konuşmada:
“Memleket elden gidiyor, eğer düşman Samsun’a ayak basacak olursa, çarıklarımızı giyip dağlara çıkmamız, vatan toprağını son parçasına kadar savunmamız gerekecek.” dedi
Amasyalılarla birlikte yaya olarak şehre giren Mustafa Kemal Paşa, Hükümet konağının büyük salonunda halka hitaben yaptığı konuşmada ülkenin içinde bulunduğu duruma ilişkin şunları söyledi:
“Amasyalılar! Padişah ve hükümet, İtilaf Devletlerinin elinde tutsak bir durumdadır. Memleket elden gitmek üzeredir. Bu kötü duruma çare bulmak için sizlerle işbirliği yapmaya geldim. Hep beraber sevgili vatanımızı ve bağımsızlığımızı kurtarmak için bütün gücümüzle çalışacağız.
Efendiler, İzmir'den sonra Manisa ve Aydın'ın işgali, gelecekteki tehlikeyi daha açık göstermiştir. İşgal ve ilhak gibi olaylar soylu ulusumuzun kalbini parçalıyor. Yurdumuzun tamamen korunması için mitingler yaparak ulusal duyguyu çok canlı bir biçimde göstermek gerekir. Katlanması olanaksız olan bu acıklı durum karşısında hemen bir örgüt kurmak ve büyük devletlerin temsilcilerine etkili telgraflar çekmek lazımdır.
Amasyalılar!
Burası, Havza'dan ötesi Pontus oluyor...
Sivas'ın doğusu Ermenistan'a kalıyor....
Yurdumuz, İngiliz Mandası altına giriyor....
Tarihi büyük Türk ulusu, böyle bir tutsaklığı kabul edemez. Ulusumuzun tarihi onuru vardır.
Sayın Amasyalılar!
Memleketin her tarafında köklü çalışmalar başladı. Türk yurtseverlerin çabasıyla Batı memleketlerimizde ulusal cepheler kuruldu. Güney'de Fransızlarla işbirliği yapan Ermeniler saldırmaya başladılar. Erzurum'da Ermenilere karşı mücadele başlamıştır.
Amasyalılar, ne duruyorsunuz?
Burada da her türlü haklarımızı korumak üzere bir ‘Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ kurmalıyız
.
Amasyalılar, düşmanların Samsun'dan yapacağı bir çıkarma hareketine karşı ayaklarımıza çarıklarımı çekecek, dağlara çekilecek, vatanı en son kayasına kadar savunacağız. Tanrı ulusumuza yenilgi gösterirse bütün evlerimizi, mallarımızı ateşe verecek ve vatanı bir harabeye çevirerek boş bir çöl halinde düşmana bırakacağız. Amasyalılar, buna hep beraber yemin edelim…
Zaferi kazanacağız, Vatan kurtulacaktır.”
13 Haziran Cuma sabahı kalabalık bir Amasya heyetini kabul eden Mustafa Kemal Paşa, memleketin içinde bulunduğu olumlu ve olumsuz koşullar hakkında etraflıca bilgi verdi. Bu arada İttihat ve İtilaf fırkalılarca sorulan sorulara;
“Ortada İttihatçılık, İtilafçılık yoktur, Memleket meselesi vardır.”, dedikten sonra kaçak gezen bazı ittihatçıları da davet ederek Amasyalıların beraber çalışmalarını sağladı.
İstanbul’da olduğu gibi Amasya’da da İttihat ve Terakki Partisi ile Hürriyet ve İtilaf Partisi yandaşları arasında çekişmelerin ortaya çıktığı bu dönemde, ayrı partililer birbirlerine selam vermediği gibi, dışarıda da birbirlerini tanımak için sarıklarını ters bağlıyordu.
Hüsrev Gerede, yaşananları şöyle anlatıyor:
“…Halk durumu kavradı. Sorunun particilikle ilgisinin olmadığını, ulusal birlik, Türklük uğrunda çalışmak gerektiğini herkes anlamış oldu.”
O gün Sultan Beyazıt Camisi’nde vaaz veren Abdurrahman Kamil Efendi de;
“Ey ahali, Milletin şeref ve haysiyeti, istiklali hakikaten tehlikeye düşmüştür. Bu felaketten kurtulmak için icabederse, vatanın son bir ferdine kadar ölmeği göze almak lazımdır. Artık, Padişah olsun, Halife olsun, ismi, unvanı her ne olursa olsun, hiçbir şahsın ve makamın hikmet ve mevcudiyeti kalmamıştır. Yegane çare-i halas, halkın doğrudan doğruya hakimiyeti eline alması ve iradesini kullanmasıdır. Hep beraber Mustafa Kemal Paşanın etrafında toplanarak vatanı kurtaracağız.” diyerek halkı milli mücadeleye çağırdı.
Sultan Beyazıt Camii’ndeki ateşli ve hararetli vaazdan sonra harekete geçen Amasyalılar, Amasya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurulması için çalışmaya başladılar. Müftü Hacı Tevfik Efendi ve ileri gelenler cemiyetin kurulabilmesi için önce kendi aralarında küçük bir toplantı yaptı. Nüfuzlu ailelerin isim listesi hazırlanarak her biri evlerinde tek tek ziyaret edildi.
Bunun sonucunda, 14 Haziran Cumartesi günü Atik-i Ali Mektebi’nde toplanılması sağlandı.
Mustafa Kemal Paşa, toplantı esnasında arkadaşlarıyla okula gelerek cemiyetin ve cemiyette çalışmanın vatanın geleceği için taşıdığı önemden bahsedip Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin çalışma şeklini açıkladı. Bütün bunların sonucunda Amasya’da fiilen kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne maddi yönden ilk desteği Abdurrahman Kamil Efendi yıllarca maaşından artırıp bir gün gerekli olur düşüncesiyle biriktirdiği altınları bağışlayarak yaptı .
Atik-Ali Mektebi’nde toplanan cemiyetin başkanlığına çoğunluğun isteğiyle Müftü Hacı Hafız Tevfik Efendi seçildi.
Mustafa Kemal Paşanın Amasya’ya gelişinin akabininde yaşanan olumlu havanın da etkisiyle daha önce yapılması planlanan mitingin düzenlenmesine karar verildi. Miting düzenleme sorumluluğunu üstlenen Amasya Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti, tarihi 20 Haziran 1919 Cuma günü olarak belirledi ve sancağın bütün köylerini mitingden haberdar etti.
Toplu olarak kılınan Cuma namazından sonra kalabalık grup miting alanına toplandı. Amasya halkı, yaklaşık 30 bin kişinin katıldığı bu mitingle Mustafa Kemal Paşanın liderliğinde
“Ya İstiklal, Ya Ölüm” parolasıyla milli mücadeleye her türlü desteği vereceğini gösterdi.
Amasya Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti’nin çalışmaları bunlarla da sınırlı kalmadı. Kurulduğu günden itibaren her tür fedakarlıkta bulunarak kendi ilçe ve bucaklarında yeni şubeler açtı.
Cemiyet o günlerde İstanbul Hükümeti’ne,
“Biz Amasyalılar, Mustafa Kemal’in etrafında toplanarak vatanımızı, hürriyetimizi, istiklalimizi kurtarmaya yemin ettik.”diye bir telgraf çekti
Özellikle cemiyet üyelerinin toplumun değişik kesimlerinden ve bölgenin hatırı sayılır nüfuzlu kişilerinden olması Mustafa Kemal Paşanın güvenli bir ortamda çalışmasına ve Amasya Tamimi’nin oluşmasına katkı sağladı.
Söz konusu cemiyet aracılığıyla toplumun nabzı tutularak yöre halkının teşkilatlandırılması mümkün oldu. Ayrıca cemiyet, topladığı yardımlarla birçok bölgede Milli Mücadeleye destek olup moral verdi.
Her fırsatta Mustafa Kemal Paşanın çalışmalarını engellemeye çalışan İstanbul Hükümeti’nin başvurduğu tedbirlerden biri de postanede çalışan müdür ve personeli –Mustafa Kemal Paşa’yı Amasya’ya gelişinde karşıladıkları için- görevlerinden azlederek yerlerine Tokat Posta Müdürlüğü’nden eleman takviye etme gayretiydi. Ancak Mustafa Kemal Paşa bu duruma karşı çıkarak Tokat’tan gelecek personelin postaneye sokulmaması için:
“Telgrafçı arkadaşlarına selamlarımı söyle. Ben vazifelerine devamlarını istiyorum! Tokat’tan gelecek olanlar postaneye sokulmayacaklardır.” emrini verdi .
Bununla birlikte, hem düzenli haberleşmenin sağlanması hem de telgrafhanenin kullanılmasının engellenme olasılığına karşın Saraydüzü Kışlası’na telgrafhane hazırlandı. Telgrafçı olarak Amasya Telgrafhanesi’nde görevli Abdurrahman Rahmi Efendi görevlendirildi .


Kaynak: “Samsun’dan Sonra Amasya’da İndirilen İlk Darbe”, Hürrem Arpacıoğlu İle Yapılan Röportaj, Ulus, 19 Mayıs 1962.
AKŞİN, Sina, “Amasya Toplantısı ve Amasya Kararlarının Mahiyeti”, I. Milli Mücadele’de Amasya Sempozyumu 20-22 Mayıs 1986
Amasya, Eser Matbaası, Samsun, 1986, s. 30-35.
AKTAŞ, Refik Necdet, “50 Yıl: 19 Mayıs 1919-19 Mayıs 1969”, Milliyet, 27 Mayıs 1969.
AKTAŞ, Refik Necdet, Atatürk’ün Bağımsızlık Savaşı Nasıl Hazırlandı, Varlık Yayınevi, İstanbul, 1973.
Anadolu ve Rumeli’de Gerçekleştirilen Ulusal ve Yerel Kongreler ve Kongre Kentleri Bibliyografyası I, TBMM Yayınları, Ankara, 1973.​
 

Konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst