- Katılım
- 15 Nis 2024
- Mesajlar
- 62
- Tepkime puanı
- 18
- Puanları
- 8
- İlişki Durumunuz
- Evli
- Burcunuz
- Terazi
- Takım
- Beşiktaş
- Konu Yazar
- #1
Uyumsuz Bir Evlilik Nasıl Uyumlu Hale Gelir
Erkeğin dünyevî huzuru da, âhiret saadeti de kadının elindedir. Kocası ile iyi geçindiği ve onu hoş tuttuğu söylenebilecek kadın şu davranışlarda bulunur: Dinini, takvasını koruyup, dinî görevlerini yerine getirir ve kocasına yardım eder. “Bir erkeği terbiye edin; bir insanı yetiştirmiş olursunuz. Bir hanımı terbiye edin; bir âileyi, hattâ toplumun büyük bir bölümünü yetiştirmiş olursunuz.” denilmiştir. Gelin Uyumsuz Bir Hanım Nasıl Uyumlu Hale Gelir anlatan bir bir hikaye okuyalım.
Bir yakınım Avrupa’da çalışıyordu. Senede bir defa köyüne izne gelir, köyden dönüşünde de bize uğrar, bir gece misafir kalır, sonra Almanya’daki işine yetişirdi.
Gariptir ki, çoğu zaman köy dönüşünde bir huzursuzluk ve üzüntü hissederdim bunda. Önce açıklamak istemez, ama beslediği itimattan dolayı derdini dökmeden de edemezdi.
Sevinçle izine geldiği evinden üzüntü ile dönmesine hanımı ile olan anlaşmazlığı sebep olurdu.
Hanım hayata kendi açısından bakar, ihtiyaçlarını çevrenin telkin ettiği anlayışla tesbit edermiş. Bu yakınım ise, malî durumunu, ilerideki ihtiyaçlarını hesap eder, ona göre bir mobilya kalitesi, ev döşemesi seviyesi, ihtiyaç tesbiti ayarlarmış…
Buna benzer daha bir kısım âilevî mes’elelerden dolayı beyine muhalefette ısrâr eden hanım, nihayet sevinçle geldiği izinden üzüntü ile dönmesine sebeb olurmuş…
Aradan yıllar geçti. O yakınım Almanya’dan tamamen döndü. Bulunduğu yerdeki hayatına devam etti. Ancak her ailede olabilecek sertleşmeler, zaman zaman bunlarda da devam ettiği muhakkaktı.
Birgün bunları ziyaret ettim.
Bu defa değişik bir anlaşma gördüm. Hanımda bir itâat ve saygı ki, görme gitsin!
Bu kayıtsız, şartsız teslimiyet dikkatimi çekti. Beyi ne diyorsa hemen “evet” diyen hanım, beyine karşı minnet ve şükran hisleriyle dolu görünüyordu. Yakınımın kulağına eğilerek takıldım:
– Allah muhabbetinizi ziyade eylesin. Değişik bir tavır görüyorum hanımefendide!
Yakınım gülümsedi.
– Sen işi Allah’a havale edeceksin Allah’a. O bilir yapacağını.
– Hayrola bir sürprizle mi karşılaştınız yoksa? Allah’a hoş gelen bir işiniz, bir ameliniz mi oldu da böyle birden yağlı ballı hâle geldiniz?
Durumu anlayan hanımda da bir tebessüm başlayınca yakınıma ısrâr ettim:
– Şu mes’elenin üzerindeki perdeyi aç da biz de öğrenelim. Bu tatlı uyumu ne ile sağladınız. Belki bize de faydası olur.
Yakınım hanımından izin istedi:
– Anlatayım mı hocaya?
-Anlat, anlat!
Tebessümüne devam eden yakınım başladı eski tatsızlıkların tamamen yok olma sebebini anlatmaya:
– Meğer bu hanımda bir hastalık başlamış. Hastalık o kadar ilerlemiş ki, ayağa kalkamaz, elini ekmeğe uzatamaz olmuş. Romatizmanın en dehşetlisiymiş. Bütün gövde romatizmanın işgaline uğramış. Bir müddet bunun derin ızdırbını çektikten sonra sık sık itiraz edip kınamaktan çekinmediği beyi bunu sırtına alıp dışarıda getirdiği arabaya bindirmiş. Doğruca vilâyete götürmüş, günlerce uğraşıp hastahaneye yatırmış, ihtisas ehli doktorların ilgisini te’min etmiş. Derken hanım, beyinin gösterdiği bu ihtimam sayesinde Allah’ın izniyle iyi olup sıhhatine kavuşmuş. Evine dönüp, ekmeğini yer, ihtiyaçlarını kimseye muhtaç olmadan görür hâle gelmiş.
İşte ne olmuşsa bundan sonra olmuş. Sonunda kimseden bir fayda olmayacağını, ne yardım ve hizmet gelirse beyinden geleceğini, nihayet ona muhtaç olacağını anlayan hanım, eski haşin tutumlarına pişman olmuş, bir daha kırıcı ve kızdırıcı karşılık vermemek için tevbe, istiğfar eylemiş, kendi kendine karar alıp beyine uyumlu olacağına söz vermiş.
– Sizler ne dersiniz bu hâdiseye? Bilhassa uyumsuz hanımlar ne düşünürler acaba? Bir uyum sağlamak için böyle bir tecrübe mi geçirmek gerek, yoksa şimdiden böyle ihtimali düşünerek uyumlu olmaya gayret mi lâzım?