Şimdi bize katılın!

Kayıt olduktan ve giriş yaptıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara cevap gönderebilirsiniz daha fazlası için forumumuza kayıt olmalısınız. Kayıt işlemi tamamen ücretsiz ve hızlıdır.

Şimdi kayıt ol!
  • Çok nankör tanıdım hiç biri kedi değildi...

Bay X

Hayırdır Gardaş?
Katılım
15 Nis 2024
Mesajlar
62
Tepkime puanı
18
Puanları
8
İlişki Durumunuz
Evli
Burcunuz
Terazi
Takım
Beşiktaş

Hasetçinin Başına Gelen


Hasede bir alevli ateştir ki önce sâhibini helâk eder. Hasûd”un şerrinden kurtulabilenlere ne mutlu… Hasûd” un körolası gözü bir başkasının üzerinde olan nimeti asla çekemez. Lânetli şeytan da hasedi sebebiyle Hazreti Âdem’in ayağını kaydırıp cennetten çıkmasına vesile olmuştu…

Şimdi hased erbabının ne belâlı kimseler olduğunu görelimi

Bir gün, iyi bir adam bir hükümdarın yanına uğradı. Ona ilim ve hikmet dolu sözler söyledikten sonra *.

Ey sultanım, dedi, sen, sana iyilik yapana fazlasim yap, kötülük yapana bir şey yapma. Zira onun kötü* lüğü mükâfat olarak sana yeter…

Bir hasedçi bu iyi adamın hükümdara söylediği sözleri duymuştu. Onun sultan karşısmda mevki ve makam sâhibi olacağını düşünerek hased etmeye ve o adamı çe-kememeye başladı…

Sanki yüzlerce yılan yüreğini sıkıyordu:

— O, diyordu, nasü da sultanın gözüne girdi?

Bir gün fırsatını bulup hükümdarın huzuruna çıktı ve dedi:

— Ey sultanım! Bu adam senin nefesinin koktuğunu söylüyor!…

Hükümdar kaşlarını çatıp sordu:

— Ne biliyorsun?

— Bir daha huzurunuza geldiğinde bakınız. Nasıl ağzım burnunu tutacaktır…

— Pekâlâ!… Onu bir tecrübe edelim!…

Hasedçi huzurdan ayrılıp gitti. Gitti ama, yaman bir oyun oynamayı da aklına koydu… O saf ve temiz adam hükümdarın huzuruna gideceğinde onu davet edip sarımsaklı bir yemek yedirdi ve:

— Ey kişi, dedi, sakın ağzının kokusu ile sultana fazla sokulup rahatsız etme!…

Adamcağız kendisine oynanan oyunu ne bilsin? Yine âdeti veçhile sultanın huzuruna çıktı…

Hükümdar onu tecrübe etmek istiyordu… İşte şimdi fırsat elvermiş bulunuyordu:

— Sen, dedi, bana yaklaş!…

Adam ağzım burnunu tutarak sultana sokuldu… Padişah kendi kendine: «Vay anan öle! dedi, demek öteki adam doğru söylemiş…»

Derhal eline kalem kâğıt alıp bir yazı yazdı da dedi

kİ:

— Haydi bu mektubu filân kumandana götür!…

Padişahların kendi elleriyle yazdığı fermanlar umûmiye tle birer yardım ve ikram edilmesini amir yazılar olduğu için, adam fermam alıp huzurdan çıktı. Çıktı ama, hasedçi adamı da kapıda buldu… Adamın gözlen yuvalarının içinde fır fır dönüyor, şeytani bir zevkle bakıyordu. Nihayet pâdişâh fermanını gördü ve sordu:

— O da ne?

Öbürü cevap verdi:

— Zannederim ki sultanımız birkaç kuruş atıyye ve ihsan yazmıştır, onu almaya gidiyorum!…

Hasedçi büsbütün tutuştu:

— Ne olur, dedi, bu kâğıdı bana ver. Pâdişâh ihsâ-niyle ben bir ihtiyacımı karşılayayım!…

O temiz yürekli ve nur yüzlü adam hiç itiraz etmedi:

— Al, dedi, madem ki ihtiyacın vardır!…

Hasedçi adam hükümdar fermanı elinde rüzgâr rüzgâr uçarak kumandanın huzuruna vardı ve dedi:

— Ey kumandan, sultanın fermanıdır!… Al ve içindeki emirleri yerine getir!…

Kumandan fermanı alıp göz gezdirdi ve yüzünde fırtınalar dolaştı. Yazı ümit edilenin tamâmiyle aksiydi. Pâdişâh şöyle ferman ediyordu:

— Bu kâğıdı getiren adamı boğazla, derisini yüz, içine saman doldur ve bana gönder!…

Kumandarun sesi birden gök gibi gürledi:

— Çabuk şu adamı boğazlayıp derisini yüzünüz!…

Hasedçi ne ummuştu, ne buluyordu. Çırpma çırpma

bağırmaya başladı:

— Aman aman, bunun sâhibi ben değilim, beni bırak asıl sâhibini getireyim!…

Ne var ki, kumandan onu hiç duymuyordu bile. Az sonra hasedçi adamın kafası koparılıp gövdesinden ayrıldı ve derisi yüzülüp içine saman dolduruldu…

Aradan bir gün geçmişti. Aym zât yine hükümdarın huzuruna çıktı. Bu defa hükümdarın akıl kuşu hayretle kanat çırptı:

Ey adam, dedi» sana dün verdiğim ferman ne oldu?

Adam olanları bir bir anlattı. Hükümdar sordu:

— Sen, benim nefesimin koktuğunu söylüyorsun» doğru mu?

— Hayır, sultanım!… Asla böyle bir şey yok!…

— O halde niçin bana yaklaştığında ağız ve burnunu kapadın?

— O gün o adam beni dâvet etti, bana sarımsaklı yemek yedirdi. Nefesimin kokusu sizi rahatsız etmesin diye ağzımı kapadım!…

Padişahın yüzünde ışıklar gezindi ve dedi •

— Doğru söylüyorsun, geç otur. Kötülük yapan kötülüğünün cezasını canı ile ödedi… Kim ki bir toprağa kötülük fidanı dikerse ateşten meyvelerini yemeye hazır olsun…

Ey birbirini yiyen beşeriyet, ne vakte kadar kan kuyusunda çırpınıp duracaksın?…

Ne desem ki?
Dünya açgözlülerin paylaşılmaz malıdır,

İnsan ondan çok değil, bir miktar almalıdır!…
 

Konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular Forum Tarih
AZE Dini Hikayeler 0 10

Benzer konular

Geri
Üst