- Katılım
- 26 Mar 2024
- Mesajlar
- 3,048
- Tepkime puanı
- 145
- Puanları
- 63
- İlişki Durumunuz
- Sizene
- Burcunuz
- Balık
- Takım
- Fenerbahçe
- Konu Yazar
- #1
Eşlerin Arasını Bozan Komşunun Fitnesi
Fitnesi en büyük olan kişi, şeytana daha yakın olur. Eşler arasında ayrılma sebebi günümüzde maddi imkansızlıklara dayandırılsa da bunun altında şeytanın vesvesesi vardır. Şeytanın en sevdiği ve en önem verdiği şey karı koca arasını açıp aile düzenini bozmaktır. Diğer yandan insanlarla iyi geçinmek için önce onlara güzel ve tatlı söz söylemek, sonra da elden geldiğince iyi ve nâzik davranmak gerekir. Peygamber Efendimiz’in ortaya koyduğu ölçüye göre insanların en hayırlısı, aile fertlerine karşı iyi davrananlar, onlarla iyi geçinenlerdir. Gelin şimdi aşağıda yazdığımız bir evliliğin nasıl fitneye düşdüğünü anlatan bir hikaye öğrenelim.
İç dünyasında rahatsızlık vardı. Çevresindeki dostlarının iyilik ve ilerleyişlerinden hiç de memnun olmuyor, âdeta onların rahat ve huzurlarından rahatsızlık ve huzursuzluk duyuyordu.
Bu sıkıntısını onları perişan görmekle, huzursuz kılmakla gidermeyi tercih etmişti. Zaten bu yüzden kendisine FİTNE ADAM demekteydiler.
Günlerdir kafasında beslediği bir fitne plânını daha, tatbik sahasına koymaya karar verdi.
Masum çehreli bir edâ ile muhatap olduğu komşusuna konuşmaya başladı:
– Çok üzgünüm hanımefendi, bana söylemek düşmez ama, ne de olsa kapı komşusuyuz, sizin saâdetinizden başka şey düşünemem. Beyiniz bir başka hanım ile arkadaşlık etmekte, sizi pek yakında bırakmaya kararlı bulunmaktadır!
– Nasıl olur? Böyle bir şeyi hayal bile etmek istemiyorum!
– Ne yazık ki hayal değil, bir hakikat! Ben de senin gibi düşünüyordum ama, beyinizi defalarca o hanımla görünce artık bütün iyi niyetlerimi bir yana bırakarak size açmaya karar verdim. Fakat fazla telâş etmeyin, o kadından vazgeçirmenin çaresini de biliyorum ben!
– Nasıl?
Beyiniz gece uyuyunca sakalından (kullanılmadık bir ustura ile) birkaç tane kıl kesip bana getireceksiniz. O sakal tellerine gerekli tılsımı yapacağım. Ondan sonra bir daha o kadına yüzünü dönüp de bakmayacak bile!
Görevini eksiksiz yapmak isteyen Fitne Adam, plânın ikinci safhasını da hazırlar. İş yerinde bulduğu kocasına da şöyle konuşur:
– Beyefendi, bir türlü dilim varmıyor ama, söylemek mecburiyetindeyim.
Saadetinize gölge düşmekte, hanımefendi bir başkasıyla ilişki kurmuş bulunmakta!
– Nasıl olur? Mümkün değil!
– Maalesef ben de öyle düşünürdüm ama, işin içyüzünü anlayınca inanmak zorunda kaldım. Hattâ ilişki kurduğu adamla öyle bir plân hazırlamışlar ki bu gece, elinde keskin bir usturayla seni kesmeye karar vermiş olan hanım, sabaha karşı da kaçıp gitmeye niyet etmiş bulunmaktadır.
– Olmaz öyle şey! Bizim geçimsizlik gibi bir şeyimiz yok. Şu âna gelinceye kadar tatlı tuzlu yaşadık, birbirimizden asla şikâyetçi olmadık. Buna sebeb ne?
– Beyefendi, inanmazsanız bu gece yatağınıza yatıp uyur gibi yapın, bir müddet sonra karınızın sizi kesmek üzere elinde keskin bir usturayla yatağa doğru geldiğini göreceksiniz. İşte o zaman senin bu sâdık komşunun seni nasıl düşündüğünü anlamakta geç kalmayacaksın.
Gecenin geç saatlerine kadar evinde sohbet eden adam, nihayet uykuya yatar, kapadığı gözlerinin altından da etrafı inceler. Neden sonra bir usturayla ayak uçlarına basarak yaklaşan hanımın üzerine doğru geldiğini anlayınca ansızın sıçrayan adam:
– Demek söylenen doğruymuş, beni kimin için kesmeye karar verdin? diyerek kadının boğazına sarılır. Bu sırada kopan feryad üzerine yetişen komşular bir cinayeti güç belâ önlerler.
Az sonra sinirler yatışır, ölkeler diner, ortaya giren iyi komşular:
– Sizi civârımızm en mutlu çiftleri olarak bilirdik, ne oldu böyle? diye işin içyüzünü araştırırlar.
Kadın kendisine anlatılanı bir bir açıklar. Bey de aynı adamın kendisine söylediklerini ortaya döker. Böylece işin içyüzü anlaşılır.
Olanları dinleyen yaşlı komşu, ak sakalını titrek eliyle tutar ve dudakları arasından şu cümleler dökülür:
– Allah fitneci komşunun şerrinden muhafaza eylesin evlâd. Peygamberimiz, (fitne uykudadır, uyandırana Allah lânet etsin) buyurmuştu. Cidden fitneci lânete müstahakmış. Az kalsın bir masum ocak, kanla sönecekti fitneci yüzünden!
Görüldüğü gibi şeytanın en büyük gayelerinden biri de karı- koca arasında geçimsizliğin çıkması ve sonuçta birbirinden ayrılmasıdır. Böylece aile yuvasını yıkarak ailenin perişan olmasına sebep olmaktır.
Hz. Peygamber (asm) arkadaşlarına:
“Size en kötü olanlarınızı haber vereyim mi?” diye sordu. Onlar
“Evet!..” deyince, şöyle buyurdu:
“Nemmamlık yapan / dedikodu eden, sevenlerin arasını bozmaya çalışan ve masum kimseler için kusur arayanlardır.”(Irakî, Tahricu Ahadisi’l-İhya-İhya ile birlikte-III/151).