- Katılım
- 26 Mar 2024
- Mesajlar
- 3,048
- Tepkime puanı
- 145
- Puanları
- 63
- İlişki Durumunuz
- Sizene
- Burcunuz
- Balık
- Takım
- Fenerbahçe
- Konu Yazar
- #1
Bir Gencin Ata'ya Hitabesi
Sevgili Atam;
Sana bu hitabeyi 33 yaşına girmiş
Gelecek güzel günlerden çoktan umut kesmiş
Temel eğitimini tamamlamış
Ve ancak şimdilerde seni tanıyabilmeye başlayan
Türk istikbalinin evlatlarından biri olarak yazıyorum.
Seni ilk gördüğüm günü dün gibi hatırlarım.
İlkokul bitirdim. Miniciktim.
Elimde beslenme çantam önlüğümün cebinde annemin sevgisi sınıfımda bilim öğrenecektim.
Karatahtanın dört parmak üzerine ortalanmış çerçevenin içinden bana bakıyordun.
Bakışların keskindi.
ABC'den sonra ilk öğrendiğimdin;
Mustafa Kemal'din. Çocuktum.
Bana bize tüm dünya çocuklarına bayram armağan etmiştin.
Armağanını uygun adım sol-sağ-sol
Sol-sağ-sol kutladık.
Kaçımızın ayağı su toplamıştı kaçımız bayılmıştık.
Biz bayramlarda ağlayan çocuklardık.
Ne zaman salıncakta sallanan fotografını görsem geçen 23 Nisan'lara yanarım.
Ortaokul ve lisede hep seni anlattılar bana.
Dünyaya ancak yüz yılda bir gelen dahiydin.
Şahin bakışların vardı hürriyete aşıktın.
En azılı düşmanlarına karşı bile merhametliydin
Ama savaş meydanlarında karşında kimse duramazdı.
Aslandın kaplandın kartaldın panterdin.
Özgür geleceklere açılan pencereydin.
Sözün özü benim sevgili atam;
Kodumu oturtan milli eğiticiler böyle anlatmışlardı.
Beni milli bir şekilde eğitenler
Failatün failatün failatün failün ölçü sistemini
Niagara Şelalesi'nin yükseklik ve debisini
Yes it is a pencil demesini
Deli İbrahim'in küpesini;
Bir bir kafama yerleştirdiler de;
Bana senin insan yönünü anlatmadılar.
Sigara tiryakisi olduğunu
Rakı içtiğini
Aşık olduğunu
Evlendiğini
Boşandığını
Kim bilir kaç geceler savaş meydanlarında cesetlere bakıp için için ağladığını
Özlemlerini hasretlerini
Geleceği kazanmaya dair fikirlerini
Anlatmadılar.
Bana bize tüm dünya gençlerine bayram armağan etmiştin.
Armağanını uygun adım sol-sağ-sol sol-sağ-sol kutladık.
Kaçımızın ayağı su toplamıştı.
Kaçımız kıçına yediği sopa yüzünden altına işemiştik.
Biz bayramlarda bunalan gençlerdik.
Ne zaman baloda smokinli fotoğrafını görsem 19 Mayıs'lara yanarım.
Bir yandan;
Heykellerini diktik
Dağa-taşa silüetlerini çizdik
Her kitaba her yazıya
Mutlaka senden alıntılar yerleştirdik.
Bir yandan;
Her işin kolayına kaçtık
Ticarette kazık attık
Üretim yerine kopyaladık
Bilimadamlarını sindirdik
Aydınları yargıladık
Yoktan yere nice vatan hainleri ürettik
Çoktan yere nice amaçsız gençler yetistirdik.
Zeki çevik ve aynı zamanda düzenciydik.
Eğitimi siyasete kurban verdik
Ekonomiyi siyasete kurban verdik
Aydınlık olması gereken gelecekleri siyasete kurban verdik.
Varlığımız siyasi emellere armağan oldu.
Benim biricik Atam;
Biz Demokles'in kılıcını sapından değil
Keskin yanından tutmayı marifet bildik.
Senin ruhunu gıdım gıdım içtik
Tükettik.
Tükettik.
Tükettik.
Dedemden babama babamdan bana
Politikacı tabiriyle 'enkaz devralmış' bulunmaktayız.
Bu gidişle biz çocuklarımıza devredecek enkaz bile bulamayacağız.
Türk'tük doğruyduk çalışkanlığımız şüpheli;
Birinci vazifemiz; Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyeti'ni Ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek
Ülkümüz;
Yükselmek ileri gitmekti.
Uzun bir yoldu.
Yorucu ve yıpratıcıydı.
Adidas'larımız eskidi
McDonalds'ta mola verdik.
Belki de 'Bir Türk dünyaya bedeldir' deyişini
Biz 'Her Türk dünyaya bedeldir'anladığımız için emanetini
1 milyon beş yüzseksen bin kat küçültmeyi becerdik.
Verdiğin en önemli görev:
Bu ahval ve şeriat içinde dahi vazifem
Türk istiklalini ve cumhuriyetini
İlelebet muhafaza ve müdafaa etmektir bilirim.
Muhtaç olduğum kudretin
Sana güvenimde mevcut olduğunu belirtir ellerinden hasretle öperim.
Baştan sonuna kadar okuyanlara teşekkürler sizler gerçek bir
Atatürkçüsünüz bence
YER: TÜRKİYE
YIL: 1938
SAAT: 09.05
ATATÜRK ÖLÜYOR ARADAN ONLARCA YIL GEÇİYOR
YIL: 2007
ATATÜRK TEKRAR DÜNYAYA GELİYOR.
DOĞRUCA MECLİSE GİDİYOR
MEMLEKET NASIL YÖNETİLİYOR GÖRMEK İÇİN.
MECLİS KAPISINDA CUMHURBAŞKANI BAŞBAKAN DEVLET BAKANLARI KARŞILIYORLAR.
SALONDA EN ÖNE OTURTUYORLAR VE O GÜNKÜ ÜLKE SORULARI TARTIŞILIYOR.
OTURUM BİTİYOR ATATÜRK'Ü MECLİS LOKANTASINA GÖTÜRÜYORLAR
YEMEKTEN SONRA OTELE GÖTÜRÜP YATIRIYORLAR
ERTESİ SABAH OTELDEN ALMAYA GİDİYORLAR
ATATÜRK ÜN ODASI BOMBOŞ!!
VE MASANIN ÜZERİNDE BİR KAĞIDA YAZILMIŞ ŞU SÖZLER VAR:
'EFENDİLER.
BEN İSTANBULA GİDİYORUM
ORDAN BİR VAPURA BİNİP TEKRAR SAMSUNA ÇIKACAĞIM.
ÇÜNKÜ BU ÜLKENİN BİR KURTULUŞ SAVAŞINA DAHA İHTİYACI VAR.'
BU KADAR ANLAMLI BİRŞEY DAHA YOKTUR SANIRIM
BU ÜLKEMİZ İÇİN.
Şimdi diğer saçma sapan mailler yerine bu tür mailleri forwardlamak daha önemli değil mi?
Bu maili birilerine forwardlamazsan kimse sana kızmayacak bir dileğin gerçekleşmeyecek
Yada msn ikonu maviye dönüşmeyecek sadece gerçekleri içinde bulunduğumuz durumu öğreneceksin.
Ve ülkemizin ne tür bir durum içinde olduğunu.
UNUTMA;
Sen bir TÜRK evladısın.
VE
MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR!!!
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!!!
Alıntı..
Sevgili Atam;
Sana bu hitabeyi 33 yaşına girmiş
Gelecek güzel günlerden çoktan umut kesmiş
Temel eğitimini tamamlamış
Ve ancak şimdilerde seni tanıyabilmeye başlayan
Türk istikbalinin evlatlarından biri olarak yazıyorum.
Seni ilk gördüğüm günü dün gibi hatırlarım.
İlkokul bitirdim. Miniciktim.
Elimde beslenme çantam önlüğümün cebinde annemin sevgisi sınıfımda bilim öğrenecektim.
Karatahtanın dört parmak üzerine ortalanmış çerçevenin içinden bana bakıyordun.
Bakışların keskindi.
ABC'den sonra ilk öğrendiğimdin;
Mustafa Kemal'din. Çocuktum.
Bana bize tüm dünya çocuklarına bayram armağan etmiştin.
Armağanını uygun adım sol-sağ-sol
Sol-sağ-sol kutladık.
Kaçımızın ayağı su toplamıştı kaçımız bayılmıştık.
Biz bayramlarda ağlayan çocuklardık.
Ne zaman salıncakta sallanan fotografını görsem geçen 23 Nisan'lara yanarım.
Ortaokul ve lisede hep seni anlattılar bana.
Dünyaya ancak yüz yılda bir gelen dahiydin.
Şahin bakışların vardı hürriyete aşıktın.
En azılı düşmanlarına karşı bile merhametliydin
Ama savaş meydanlarında karşında kimse duramazdı.
Aslandın kaplandın kartaldın panterdin.
Özgür geleceklere açılan pencereydin.
Sözün özü benim sevgili atam;
Kodumu oturtan milli eğiticiler böyle anlatmışlardı.
Beni milli bir şekilde eğitenler
Failatün failatün failatün failün ölçü sistemini
Niagara Şelalesi'nin yükseklik ve debisini
Yes it is a pencil demesini
Deli İbrahim'in küpesini;
Bir bir kafama yerleştirdiler de;
Bana senin insan yönünü anlatmadılar.
Sigara tiryakisi olduğunu
Rakı içtiğini
Aşık olduğunu
Evlendiğini
Boşandığını
Kim bilir kaç geceler savaş meydanlarında cesetlere bakıp için için ağladığını
Özlemlerini hasretlerini
Geleceği kazanmaya dair fikirlerini
Anlatmadılar.
Bana bize tüm dünya gençlerine bayram armağan etmiştin.
Armağanını uygun adım sol-sağ-sol sol-sağ-sol kutladık.
Kaçımızın ayağı su toplamıştı.
Kaçımız kıçına yediği sopa yüzünden altına işemiştik.
Biz bayramlarda bunalan gençlerdik.
Ne zaman baloda smokinli fotoğrafını görsem 19 Mayıs'lara yanarım.
Bir yandan;
Heykellerini diktik
Dağa-taşa silüetlerini çizdik
Her kitaba her yazıya
Mutlaka senden alıntılar yerleştirdik.
Bir yandan;
Her işin kolayına kaçtık
Ticarette kazık attık
Üretim yerine kopyaladık
Bilimadamlarını sindirdik
Aydınları yargıladık
Yoktan yere nice vatan hainleri ürettik
Çoktan yere nice amaçsız gençler yetistirdik.
Zeki çevik ve aynı zamanda düzenciydik.
Eğitimi siyasete kurban verdik
Ekonomiyi siyasete kurban verdik
Aydınlık olması gereken gelecekleri siyasete kurban verdik.
Varlığımız siyasi emellere armağan oldu.
Benim biricik Atam;
Biz Demokles'in kılıcını sapından değil
Keskin yanından tutmayı marifet bildik.
Senin ruhunu gıdım gıdım içtik
Tükettik.
Tükettik.
Tükettik.
Dedemden babama babamdan bana
Politikacı tabiriyle 'enkaz devralmış' bulunmaktayız.
Bu gidişle biz çocuklarımıza devredecek enkaz bile bulamayacağız.
Türk'tük doğruyduk çalışkanlığımız şüpheli;
Birinci vazifemiz; Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyeti'ni Ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek
Ülkümüz;
Yükselmek ileri gitmekti.
Uzun bir yoldu.
Yorucu ve yıpratıcıydı.
Adidas'larımız eskidi
McDonalds'ta mola verdik.
Belki de 'Bir Türk dünyaya bedeldir' deyişini
Biz 'Her Türk dünyaya bedeldir'anladığımız için emanetini
1 milyon beş yüzseksen bin kat küçültmeyi becerdik.
Verdiğin en önemli görev:
Bu ahval ve şeriat içinde dahi vazifem
Türk istiklalini ve cumhuriyetini
İlelebet muhafaza ve müdafaa etmektir bilirim.
Muhtaç olduğum kudretin
Sana güvenimde mevcut olduğunu belirtir ellerinden hasretle öperim.
Baştan sonuna kadar okuyanlara teşekkürler sizler gerçek bir
Atatürkçüsünüz bence
YER: TÜRKİYE
YIL: 1938
SAAT: 09.05
ATATÜRK ÖLÜYOR ARADAN ONLARCA YIL GEÇİYOR
YIL: 2007
ATATÜRK TEKRAR DÜNYAYA GELİYOR.
DOĞRUCA MECLİSE GİDİYOR
MEMLEKET NASIL YÖNETİLİYOR GÖRMEK İÇİN.
MECLİS KAPISINDA CUMHURBAŞKANI BAŞBAKAN DEVLET BAKANLARI KARŞILIYORLAR.
SALONDA EN ÖNE OTURTUYORLAR VE O GÜNKÜ ÜLKE SORULARI TARTIŞILIYOR.
OTURUM BİTİYOR ATATÜRK'Ü MECLİS LOKANTASINA GÖTÜRÜYORLAR
YEMEKTEN SONRA OTELE GÖTÜRÜP YATIRIYORLAR
ERTESİ SABAH OTELDEN ALMAYA GİDİYORLAR
ATATÜRK ÜN ODASI BOMBOŞ!!
VE MASANIN ÜZERİNDE BİR KAĞIDA YAZILMIŞ ŞU SÖZLER VAR:
'EFENDİLER.
BEN İSTANBULA GİDİYORUM
ORDAN BİR VAPURA BİNİP TEKRAR SAMSUNA ÇIKACAĞIM.
ÇÜNKÜ BU ÜLKENİN BİR KURTULUŞ SAVAŞINA DAHA İHTİYACI VAR.'
BU KADAR ANLAMLI BİRŞEY DAHA YOKTUR SANIRIM
BU ÜLKEMİZ İÇİN.
Şimdi diğer saçma sapan mailler yerine bu tür mailleri forwardlamak daha önemli değil mi?
Bu maili birilerine forwardlamazsan kimse sana kızmayacak bir dileğin gerçekleşmeyecek
Yada msn ikonu maviye dönüşmeyecek sadece gerçekleri içinde bulunduğumuz durumu öğreneceksin.
Ve ülkemizin ne tür bir durum içinde olduğunu.
UNUTMA;
Sen bir TÜRK evladısın.
VE
MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR!!!
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!!!
Alıntı..