- Katılım
- 26 Mar 2024
- Mesajlar
- 3,048
- Tepkime puanı
- 145
- Puanları
- 63
- İlişki Durumunuz
- Sizene
- Burcunuz
- Balık
- Takım
- Fenerbahçe
- Konu Yazar
- #1
Bir Ateistin Uyanışı
Giydim ateşten bir gömlek ve çıktım hayat yoluna.
Yıllar yılı yürüdüm, bazen koştum, bazen durdum.
Fakat bir eksiğim vardı sanki.
Bir sıfır mağlup başlamış gibiydim bu maratona.
Hayatı sadece bu dünyadan ibaret bir yaşanmışlık, sadece yemek, içmek, eğlenmek sanıyordum.
Ve bir sonbahar sabahı bir bankta otururken kucağıma bir yaprak tanesi düştü. Elimin içinde buruşturup atmak geldi içimden çoğunun yaptığı gibi. Sonra durdum. Bir ağacım yüzlerce, belik de binlerce yaprağından sadece birinin üzerinde benim okumam için gönderilmiş bir yığın mesaj vardı. Hayretler içerisinde kaldım. Bundan önce nasıl da farkedememiştim ...
Ve sonra düşünmeye başladım;
Bir ağaç tohumunu, ve elli yıllık bir ağacı düşündüm. Bir insan ömrü kadar yaşayan bir ağacın tohum halini tasavvur ettim. Binlerce yaprak, ve benim kucağıma düşen bir yaprağın içinde binlerce damar ve hala tam olarak çözümleyemediğimiz bir o kadar karmaşık bir yapı ... Kendime döndüm sonra. Yaratılmış tüm mahluklardan üstün bir biçimde tasarlanmıştım. Peki beni diğer varlıklardan üstün kılan yegane şey olan aklım ile bir ağacın sadece bir yaprağının içinde yer alan mükemmel plan ve projeyi kavrayamazken, nasıl oluyorduda bitkisel yaşam süren bir ağaç bunların hepsini düşünüyor ve kendi içinde uyguluyordu. O anda beynimin içinde devrimler yaşanmıştı. Ruhumu zincirlerle bağlamış olan nefsime bir yaprak sayesinde kırbaçlar vurmaya başlamıştım. Özgür kalan ruhum bütün kalbimi ferahlatıp,
-gel dedi,
-nereye dedim,
-sevgiliye,
-Kimdir o sevgili,
-sana senden yakın olan.
Kucağıma düşen bir yaprak ne kadar da çok şey öğretmişti böyle bana ...
Ve kaldırmıştı şu zamana kadar kalbime vurulmuş mühürleri.
Anladım Rabbim ...
Sen öyle yüce bir güce ve kudrete sahipsin ki, biz acizler senin kapında bir kıtmir, bir dilenci, bir fakir, bir günahkar olarak yalvarıyoruz. Bunca işret vermişken bize, seni görememe körlüğünden sana sığınırız ...
Bana verdiğin bir nefes için sana bir cennet hayatı kadar teşekkür borçluyum
Giydim ateşten bir gömlek ve çıktım hayat yoluna.
Yıllar yılı yürüdüm, bazen koştum, bazen durdum.
Fakat bir eksiğim vardı sanki.
Bir sıfır mağlup başlamış gibiydim bu maratona.
Hayatı sadece bu dünyadan ibaret bir yaşanmışlık, sadece yemek, içmek, eğlenmek sanıyordum.
Ve bir sonbahar sabahı bir bankta otururken kucağıma bir yaprak tanesi düştü. Elimin içinde buruşturup atmak geldi içimden çoğunun yaptığı gibi. Sonra durdum. Bir ağacım yüzlerce, belik de binlerce yaprağından sadece birinin üzerinde benim okumam için gönderilmiş bir yığın mesaj vardı. Hayretler içerisinde kaldım. Bundan önce nasıl da farkedememiştim ...
Ve sonra düşünmeye başladım;
Bir ağaç tohumunu, ve elli yıllık bir ağacı düşündüm. Bir insan ömrü kadar yaşayan bir ağacın tohum halini tasavvur ettim. Binlerce yaprak, ve benim kucağıma düşen bir yaprağın içinde binlerce damar ve hala tam olarak çözümleyemediğimiz bir o kadar karmaşık bir yapı ... Kendime döndüm sonra. Yaratılmış tüm mahluklardan üstün bir biçimde tasarlanmıştım. Peki beni diğer varlıklardan üstün kılan yegane şey olan aklım ile bir ağacın sadece bir yaprağının içinde yer alan mükemmel plan ve projeyi kavrayamazken, nasıl oluyorduda bitkisel yaşam süren bir ağaç bunların hepsini düşünüyor ve kendi içinde uyguluyordu. O anda beynimin içinde devrimler yaşanmıştı. Ruhumu zincirlerle bağlamış olan nefsime bir yaprak sayesinde kırbaçlar vurmaya başlamıştım. Özgür kalan ruhum bütün kalbimi ferahlatıp,
-gel dedi,
-nereye dedim,
-sevgiliye,
-Kimdir o sevgili,
-sana senden yakın olan.
Kucağıma düşen bir yaprak ne kadar da çok şey öğretmişti böyle bana ...
Ve kaldırmıştı şu zamana kadar kalbime vurulmuş mühürleri.
Anladım Rabbim ...
Sen öyle yüce bir güce ve kudrete sahipsin ki, biz acizler senin kapında bir kıtmir, bir dilenci, bir fakir, bir günahkar olarak yalvarıyoruz. Bunca işret vermişken bize, seni görememe körlüğünden sana sığınırız ...
Bana verdiğin bir nefes için sana bir cennet hayatı kadar teşekkür borçluyum